Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağı, karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı-
Öncelikle kamu düzeni ile ilgili olması bakımından mirasbırakanın akit tarihinde hukuki ehliyete haiz olup olmadığının, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler de gözetilmek suretiyle tespit edilmesinin, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muris muvazaası iddiası üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken eksik tahkikatla yetinilmek suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Temyiz kudreti bulunmayan kişilerin taraf oldukları davalarda kanuni temsilcileri tarafından temsil edilmesi gerektiğinden, kısıtlı aleyhine açılan davada dava dilekçesinin vasiye tebliğ edilmesi ve davaya katılmasının sağlanması gerekeceği-
Davacının, dava dışı eşinin akit tarihinde hukuki ehliyeti bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, ehliyetsizliğinin saptanması halinde kendisine tayin edilecek vasi aracılığıyla davanın sürdürülmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoş görü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı olmadığı-
Davalının sonraki tarihte kısıtlanmış olmasının, öncesinde temyiz kudretinin var olduğunu göstermeyeceği; mahkemece; davalının gerek vekaletname tanzimi gerekse de satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesi tarihlerinde temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılması gerektiği
Bonodaki keşideci imzasının yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacının eli ürünü olduğunun anlaşıldığı, bu durum belirlendikten sonra davacı tarafın ehliyetsizlik iddiasında bulunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu-
Yasada gösterilen ayrık durumların varlığı halinde, ayırt etme gücü bulunmayanların haksız eylemlerden sorumlu tutulabileceği-
Tarafların akraba olması, her iki tarafın da ekonomik durumunun iyi olması, davalının ceza ehliyetinin tam olmaması nedeniyle verilen manevi tazminatın hakkaniyete uygun hale getirilmesi gerektiği-
Hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelen­mesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delille­rin toplanması, varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kayıtları, reçeteler vs. isten­mesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılma­sı halinde muvazaa iddiasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-