Temyiz kudreti bulunmayan kişinin yaptığı işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, karşı tarafın iyiniyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı, temyiz kudretinin nisbi bir kavram olduğu, kişiye, işlem ve eyleme göre değişeceği ve bu nedenle ehliyetsizliğin ancak uzman bilirkişi raporları ile saptanabileceği–
Bağış tarihi itibariyle miras bırakanın ehliyetli olup olmadığının saptanması, bakımından tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi, bağış tarihi itibariyle miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun saptanması halinde ise, muvazaa iddiası yönünden, çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin satış değil kayıtsız şartsız bağış olduğu ve bu durumda 1.4.1974 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının olayda uygulanma yerinin bulunmadığı gözetilerek, davacının terditli isteği olan tenkis isteği değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Ehliyetsizlik hukuki sebebi yanında, muris muvazaası hukuksal nedenine de dayanıldığına göre, hukuki ehliyetin kamu düzeni ile ilgili olması sebebiyle mahkemece kendiliğinden gözetilerek, önemine binaen öncelikle inceleme yapılması gerekeceği-
Öncelikle davacının tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından tedavisiyle ilgili belge, hasta tabela ve müşahade kağıtları ile grafilerinin getirtilmesi, işlem tarihinde hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığının saptanması bakımından 2659 Sayılı Yasa'nın 7. ve 16. maddesi hükümleri uyarınca Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, diğer iddiaları üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahede kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın 2659 sayılı Yasanın 7 ve 16.maddeleri hükümleri gereğince Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetsiz olduğu belirlendiği takdirde davacı tarafından sunulan feragata ilişkin dilekçenin hükmünün olmadığının gözetilmesi, diğer taraftan vasi tayini ve husumet izni alınması için (T.M.K.'nun 405.maddesi hükmü gereğince) gerekli işlemlerin yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise;feragat ile ilgili olarak verilen dilekçenin öncelikle hadise şeklinde bu hususun değerlendirilmesi ve araştırılması; gerçekten davada feragat beyanı içeren dilekçenin hata ve hile ile düzenlendiği saptanırsa iddia ve savunma doğrultusunda araştırılıp incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekeceği-
Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmaması gerekeceği-
Ayırt etme gücünden yoksun olan kişilerin tasarrufları geçersiz olduğundan, borçlu kısıtlının senetlerin tanzim tarihlerinde var olan hastalığı dolayısıyla tasarruf ehliyetinin olmadığının tespit edilmesi halinde yaptığı hukuki işlemlerin ve düzenlediği senetlerin geçersiz olacağı, bu hususun mahkemece doğrudan doğruya gözetileceği-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı doyurucu somut bilgiler alınması varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları hasta müşahede kağıtları film grafilerinin eksiksiz getirtilmesinin zorunlu olduğu-
Ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında; öncelikle vasi tarafından "husumete izin kararı alınarak" usulü eksikliğin giderilmesi, daha sonra kayıt malikinin tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından tedavisiyle ilgili belge, hasta tabela ve müşahade kağıtları ile grafilerinin getirtilmesi, vesayet altında bulunanın eş ve çocuklarının dinlenebilmesi temin edilerek işlem tarihinde hukuki ehliyete haiz olup olmadığının adli tıp kurumu raporu ile saptanması gerekeceği-
Borçlu vekili tarafından dosyaya sunulan sağlık kurulu raporunda borçlunun alzheimer hastası olduğu belirtildiğinden mahkemece, satış ilanının tebliğ edildiği tarihte, borçlunun medeni hakları kullanma ehliyetini haiz bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-