Şikayet tarihinden önceki bir tarihte mahkeme kararı ile borçlunun kısıtlanmasına karar verildiği görüldüğünden şikayetin incelenebilmesi için TMK. mad. 403 ve devamı uyarınca önce vasinin icazetinin bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği, icazetinin bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK. mad. 462/8 'e göre, izin alması için vasiye yeterli süre verilip bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiği, vesayet makamınca izin verilmesi halinde işin esasının incelenmesi gerektiği-
Takip borçlusunun 22.05.2010 tarihinden itibaren medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmadığından ve bu tarihten sonra takip dosyasında borçlu hakkında yapılan işlemler geçersiz olduğundan, 08.07.2014 tarihinde yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tenkis isteğine ilişkin davada, davalıya yapılan temlik tarihi itibariyle miras bırakanın ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı isteğin değerlendirilmesi; yok eğer, murisin ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde, terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve TMK. mad. 702/4 hükmünün eldeki istek bakımından uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek "ehliyetsizlik sebebiyle pay oranında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği, buna bağlı olarakta muris muvazaası ile ilgili istek bakımından bir inceleme ve soruşturma yapılamayacağı" kararının isabetli olduğu-
3. HD. 27.09.2016 T. E: 2015/17478, K: 11287-
Ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, olmadığı takdirde tenkis, ayrıca ecrimisil isteklerine ilişkin dava ve birleştirilen davada, ehliyetsizlik iddiası yönünden mirasbırakanın temlik tarihlerinde hukuki işlem ehliyetine sahip olup olmadığının ... Kurumu'ndan alınacak rapor ile saptanıp, ehliyetli olduğunun saptanması halinde tenkis talebi üzerinde durulup, ecrimisil talebi yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kronik şizofreni denilen akıl hastalığı nedeniyle vesayet altına alınmış davacının ülkemizde tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulamadıkları banka kredi kartından yararlanarak bir menfaat elde ettiğinin ve davalı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davacının, borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunun kabulü gerektiği- Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre vesayet altındaki kişinin karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu olacağı- Sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olmadığı-
Önemine binaen öncelikle hukuki ehliyetsizlik yönünden tarafların bildirecekleri tüm delillerin toplanması, davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi, vekaletname ve resim akit tarihlerinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde çekişme konusu taşınmaz bakımından vekalet görevinin kötüye kullanıldığına yönelik iddialarının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ehliyetsizlik, hata, hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa bedelin tahsili isteğine ilişkin davada, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı-
Ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi nedeniyle, bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiği- Hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu- Temlike konu akit tarihinde davacının hukuki ehliyete sahip olup olmadığının raporla saptanması, ehliyetsizliğin saptanması halinde davanın kabul edilmesi, aksi halde hile hukuksal nedenine ilişkin soruşturma tamamlanarak hüküm kurulması gerektiği-
Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği ve iptal hakkının kullanılmasının hiç bir şekle bağlı olmadığı- Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabileceği-