Davacı kadının gelirinin bulunması ve çalışmasının, davalı kocayı ortak giderlere (elektrik, su, telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma zorunluluğundan tamamen kurtarmayacağı- Davalının gelirinin tam ve sağlıklı olarak saptanarak, belirtilen ilkeler ışığında ayrı yaşamakta haklı olduğu kabul edilen davacı kadının geçimi için gerekli, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Davalının, davacının hastalığına rağmen, onunla ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, yeminli tanık beyanları ve sağlık raporu ile kanıtlanmış bulunduğundan, mahkemece; davacının, tanık beyanı ile ayrı yaşamada haklılığını ispat ettiği kabul edilerek, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ölçüsünde davacı lehine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Tarafların kolluk tarafından yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında, davalının emekli olup aylık maaşı ve bir miktar kira gelirinin bulunduğu, davacının ise ev hanımı olup gelirinin olmadığı anlaşılmışsa mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı eş yönünden daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Hükmedilen nafakanın yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gözönünde bulundurularak "ÜFE" oranında artışına hükmedilmesi gerekirken TEFE-TÜFE" oranında artırılmasına karar verilmesi doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
3. HD. 23.05.2016 T. E: 2015/18120, K: 7849-
Tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu, geliri olmadığı, annesinin yanında yaşadığı, çocuğuna baktığı, müşterek çocuğun 2014 doğumlu olduğu, davalının babasına ait kaynak dükkanında çalıştığı, otobüs ve seyahat turlarında şoförlük yaptığı, aylık ortalama 1.000 TL geliri olduğu, babasına ait evde kaldığı anlaşıldığından, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakaların niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, takdir edilen tedbir nafakaları miktarının hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşük olduğu, tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada davalının alıştırdığı geçim şartlarının dikkate alınması gerekeceği-
Davacının, yanında bulunan müşterek çocuk için nafaka talep edebileceği-
Davacı annenin ev hanımı olup, gelirinin bulunmadığı, müşterek çocukla birlikte babasının evinde yaşadığı, davalının mühendis olup, aylık 4.000,00 TL geliri bulunduğu, 03.05.2013 doğumlu çocuğun giderleri göz önüne alındığında çocuk lehine takdir olunan aylık 200,00 TL nafakanın az olduğu-
Mahkemece, bozma ilamı öncesi davalının kolluk vasıtası ile tespit edilen sosyal ekonomik durumu ile bozma sonrası tespit edilen durumu arasında esaslı bir farklılık bulunmadığı anlaşılmış olmasına karşın, mahkemece, tedbir nafakasının niteliği de göz önüne alınmaksızın, ilk hükmedilen nafaka miktarından bu kadar fazla indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olmadığı-
Davalının kanser tedavisinin devam ettiği anlaşıldığından, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tedbir nafakasının niteliği, takdir edildiği tarih ile eldeki dava tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında, davacı ve müşterek çocuğun geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, davacı ve müşterek çocuk lehine daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, davalının tespit edilen geliri ve dosya kapsamı ile sabit olan hastalığına ilişkin tedavi masrafları da gözetilmek suretiyle davacı ve müşterek çocuk lehine daha uygun miktarda nafaka artışına hükmedilmesi gerekirken, mütenasip olmayacak şekilde fazla miktarda nafaka artışına hükmedilmesinin doğru olmadığı-