2. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/19244, K: 7092-
2. HD. 28.05.2018 T. E: 2016/19010, K: 6806-
2. HD. 15.05.2018 T. E: 2016/16303, K: 6194-
2. HD. 15.05.2018 T. E: 2016/18112, K: 6249-
2. HD. 14.05.2018 T. E: 2016/18237, K: 6108-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-davalı erkeğin zaman zaman eşine fiziksel şiddet uyguladığı, bir sebep olmaksızın uzun süreden beri ortak konutu terkettiği, her hangi bir geliri olmayan eşini arayıp sormadığı, ortak evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, davalı-davacı kadının da ameliyat olacağı kendisine bildirilmesine rağmen eşini arayıp sormadığı ve gıyabında "ölsün bana onun maaşı kalacak zaten" şeklinde sözler sarfettiği anlaşılmakta olup, tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği, bu olaylar kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gibi, davalı-davacı kadın boşanmakla en azından eşinin maddi desteğini yitirmiş olup, kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu- Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleştiğinden, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği- Davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davası, kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ise de; tarafların boşanmaya sebep olan kusurlu davranışları dikkate alındığında davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispatladığının kabulü gerekeceği, bu itibarla kadının tedbir nafakası davasının kabulüne karar vermek gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Davalı erkek düğünde takıldığını kabul ettiği ziynetlerin rıza ile geri ödenmemek üzere verildiğini ispatlayamadığından, davacı kadının dava dilekçesinde ki ziynet eşyası alacağı talebinin kabulü gerektiği-
2. HD. 03.05.2018 T. E: 2016/18129, K: 5933-
Davalı kadının evden ayrılmış olması veyahut gelirinin bulunmasının "tedbir nafakası" verilmesine engel olmadığı- Evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği benimsenmişse de, davalının başka bir erkekle evlilik dışı birliktelik yaşadığı hususunun da kanıtlanmamış olduğu-
Yargıtayın düzelterek onama kararına karşı karar düzeltme yoluna gidilmediği ve bu suretle kararın kesinleştiği anlaşıldığından, mahkemece kesinleşen bu karar hakkında yeniden bir inceleme yapması mümkün olmadığı ve direnme kararı verilemeyeceği- Yargıtay bozma kararının birinci bendinde davacı erkek eşin ağır kusurlu olduğu hususu "düzeltilerek onama" kararı verilerek kesinleştiğine göre, TMK. mad. 174/2, 4 ve TBK. mad. 50, 51, 52, 58 dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminat talebinin reddi yönünde direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu- Boşanma ve ayrılık davalarında eşlerin kusur durumunun, geçici tedbir nafakası takdir edilirken dikkate alınmayacağı- Eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı- Tedbir nafakasının geçici önlem niteliği dikkate alındığında, davalı kadın için tedbir nafakası verilmesi gerektiği- Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin yapılan araştırma sonucu dosya içine giren bir tutanakta "davalı kadının ev hanımı olduğu" bildirilmesine karşın, diğer bir tutanakta ise "bir peynir fabrikasında aylık asgari ücretle çalıştığının" belirtildiği, bunun yanında bir kısım tanıklar da davalının çalıştığı yönünde beyanlarda bulunduklarından, davalı kadının sürekli ve düzenli bir gelirinin bulunup bulunmadığı hususunun tam olarak açıklığa kavuşmadığı, o hâlde mahkemece, davalı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise bunun sürekli mahiyette olup olmadığı, gelirinin düzenli ve yeterli olup olmadığı hususu araştırılarak yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-