İstihkak davasının kabulüne ilişkin kararlar mülkiyetin tespitine ilişkin olup, kesinleşmeden infaz edilemezler ise de; istihkak davasının reddine ilişkin kararların icrası için kesinleşmeleri koşulunun aranmayacağı-
HMUK 512’ye paralel bir hükme yer vermeyen, 6100 s. HMK.’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan, istihkak davalarında İİK. mad. 4, 50. HMK. mad. 5 ve 6. uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekeceği, yani istihkak davalarının asıl ‘icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi’ ile ‘davalının yerleşim yeri mahkemesinde’ açılabileceği-
Takibin, dolayısıyla haczin geçersiz olduğu kesin hükümle belirlenirse istihkak davası konusuz kalacağı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin ve alacak miktarı ile hacizli malların değerinden hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesinin gerekeceği-
Üçüncü kişi şirket her ne kadar, borçlu şirketin eski ortağı ve dava ve takip dışı iki şirketin ortağı ile aralarında devam eden ceza davaları bulunduğunu belirtse de bunlar doğrudan borçlu ile ilgili olmadığı için işin esasına etki edecek mahiyette kabul edilmemesinin gerekeceği, bu koşullarda borçlu şirketin alacaklıdan mal kaçırmak için borcun doğum tarihinden sonra kurulan üçüncü kişi şirket üzerinden faaliyetine devam ettiğinin ve istihkak iddiasının da muvazaalı olarak ileri sürüldüğünün kabul edilmesinin gerekeceği-
İİK.’nun 97. maddesi dikkate alınarak, üçüncü kişi ve borçlunun ilk kuruluşundan günümüze değin tüm ticaret sicil kayıt örnekleri getirtilip, dosyaya yansıyan diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi ve olaya uygun bir karar verilmesi gerekli ve yeterli iken eksik incelemeye dayalı olarak ve teminat alınmadan takibin talikine karar verilmesi, bununla birlikte istihkak iddiası ile ilgili İİK’nun 99. maddesinin uygulanmasının da kararlaştırılarak hükmün infazında tereddüt yaratılmasının hatalı olduğu-
Devrin borcun doğum tarihinden önce ya da sonra yapılması hususları ve istihkak iddiasına etkileri, açılacak bir istihkak davasında ele alınıp değerlendirileceğinden; haczin İİK’nun 97. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına karar verilerek, buna ilişkin yasal prosedürün uygulanması gerekeceği-
Üçüncü kişinin istihkak iddiasına yönelik davada, hacizde hazır bulunan borçlunun SGK kayıtlarına göre hacizden önceden beri üçüncü kişinin yanında çalıştığının ve tanık anlatımlarının bunu doğrulaması, borçlunun daha önce üçüncü kişi ile aynı alanda faaliyet gösterdiğinin belirlenmesi halinde mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerektiği- İspat yükü altında olan üçüncü kişinin, karinenin aksini kanıtlamak için dayandığı tanık anlatımı, fatura, vb. delillerin ispat gücünün değerlendirilmesinden önce muvazaa olgusunun yeterince araştırılması, bulunmadığı sonucuna varılırsa bu kez faturaların gerçekliği ve mahcuzlara uygunluğu yönünde bilirkişi ve keşif incelemeleri yaptırılması gerektiği- Muvazaanın araştırılması sırasında ise öncelikle icra takibine konu borcun doğum tarihinin tespit edilmesi, bunun için de kat edilen kredi kartı borcu ile ilgili hesap ekstrelerinin getirtilerek bilirkişi incelemesi yaptırılması ve kredi kartı borcunun oluşup, ödeme güçlüğünün ortaya çıktığı tarih saptanmadan, bu tarihten sonra yapılan işlemlerin muvazaalı olup olmadığını belirlemenin mümkün olmadığının kabulü gerektiği-
3.kişinin İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına-