«Takibin taliki» ve «devamı» sözcükleri ile, asıl icra takibinin değil, haciz edilen eşyaya ilişkin takip işlemlerinin devam edip etmeyeceğinin kastedilmiş olduğu–
Kendisine temyiz dilekçesi tebliğ edilen tarafın, süresinde kararı temyiz etmemiş bile olsa, 10 gün içinde vereceği «cevap dilekçesi» ile temyiz isteminde bulunabileceği (HUMK. mad. 433/II) –
Ceza ilâmları ile bu ilâmın eklentileri durumunda olan tazminat, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de ilâm kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
Alacaklının «haczedilen malların yediemine teslimini» isteyip, muhafaza altına aldırmasının «istihkak iddiasına itiraz» niteliğinde olduğu–
«İstihkak davasının reddine» karar veren ve -alacaklının istemi olmadığı için- alacaklı lehine tazminata hükmetmeyen icra mahkemesinin (tetkik merciinin) bu kararın kesinleşmesinden itibaren, bir yıl içinde alacaklının üçüncü kişiye karşı«alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararların ödenmesi için» tazminat davası açabileceği–
Alacaklının «istihkak konusu araç üzerine yeniden haciz konulması ve trafikten men edilmesi» istemi hakkında, icra müdürünün «ne şekilde hareket edeceğini» icra mahkemesinden (tetkik merciinden) soramayacağı–
İcra müdürlüğüne hitaben yazılmış istihkak iddiasını içeren dilekçenin her nasılsa harçlandırılıp icra mahkemesine (tetkik merciine) gelmiş olması halinde, icra mahkemesince (tetkik merciince); usulüne göre açılmış bir «istihkak davası» varmış gibi karar verilemeyeceği («takibin ertelenmesine» veya «takibin devamına» şeklinde karar verilmesi gerekeceği)–
Temyiz süresinin hesabında, kararın «tefhim» (ya da «tebliğ») gününün hesaba katılmayacağı–
İstihkak iddiasına itiraz konusunda alacaklıya tanınan üç günlük sürenin «hak düşürücü» olduğu–
Almanya’da oturan bir kişinin, istihkak davası açma süresi yönünden, haczi öğrenme tarihinin varsayımlara göre kabul edilemeyeceği–