İİK. nun 97/XIII maddesi uyarınca, istihkak davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine -takip konusu ”alacak miktarı“ ile “haczedilen malın değeri” nden hangisi az ise, onun üzerinden- %40‘ dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece “teminat karşılığında takibin ertelenmesine (durdurulmasına) karar verilmiş” ve gerekli teminatın da davacı 3. kişi tarafından yatırılmış olması gerekeceği (Mahkemece “teminat alınmak suretiyle takibin ertelenmesine” karar verilmemiş veya karar verilmiş olmasına rağmen 3. kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış, ya da kararlaştırılmış olsa bile gerekli teminat 3. kişi tarafından yatırılmamışsa, icra müdürlüğü takibe devam edeceğinden alacağın, tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden, alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği)-
İİK. nun 97/XV maddesi uyarınca istihkak davasının kabulü üzerine davacı yararına –malın değerinin %15’ inden aşağı olmamak üzere- tazminata hükmedilmesi için, “alacaklının kötü niyetinin kanıtlanması” gerekeceği; buradaki kötü niyetten amacın ”haciz sırasında, haczedilen malların davalıya ait olduğunun alacaklı tarafından bilinmesine karşın alacaklının icra memurundan o malların haczedilmesini istemesi” olduğu-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasına konu aracın trafik kaydı üzerine haciz 06.08.2009 tarihinde konulmuş, davacı üçüncü kişi ise aracı 17.03.2008 tarihinde hacizden önce 2918 sayılı K’.nun 4199 s. K. ile değişik 20/d maddesine uygun olarak noterde düzenlenen sözleşme ile satın almış, satıştan sonra Asliye Hukuk Mahkemesince aracın satışının engellenmesi için 18.03.2008 tarihinde tedbir kararı verilmiş ve araç kaydı üzerine bu tarihte işlenmiş, alacaklı, üçüncü kişinin aracın mal kaçırma amacıyla satıldığından haberdar olduğunu yani kötü niyetini somut verilerle ispatta edememiş olduğundan mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular karşısında, davacı üçüncü kişinin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, satıştan önce var olamayan tedbir ve şerhlere dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Haciz mahallinde borçluya ait evrak/eşya bulunması halinde orasının borçlunun evi ya da işyeri sayılacağı ve oradaki malların keza borçluya ait sayılacağı; bu durumda İİK.’nun 97/a maddesindeki “mülkiyet karinesi”nin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı-