Dava konusu haciz davalı 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapılmış ise de, haciz yapılan bina girişinde apartman görevlisinden borçlu sorulduğunda daire 5'te "borçlu şirketin yetkili temsilcisinin oturduğunun" beyan edildiği, apartmanın girişinde, aidat çizelgesinde daire 5 ibaresinin yanında haciz mahallinde borçlu şirketin yetkili temsilcisinin adının yer aldığı, ayrıca borçlu şirketin yetkili temsilcisi adına Passolig Kart, borçlu şirket adına Maliye Bakanlığı tahakkuk fişi, kargo gönderisi, Vergi Dairesi Başkanlığı ödeme Tablosu, senet ve vergi tahsil alındı belgeleri bulunduğu, Davalı 3. kişi şirketin, borcun doğumundan hatta takipten sonra kurulduğu, borçlu şirketin tek ortağının, 3.kişi şirketin ortağının eşi olduğu, borçlu şirketin faaliyet alanı gıda ile ilgili olup 3. kişi ile faaliyet alanları farklıyken daha sonra 3. kişinin faaliyet alanı içerisine gıda ibaresi eklendiği uyuşmazlıkta, davalı 3. kişi ile borçlu arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığı anlaşıldığından istihkak iddiasının reddi istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Şikayete konu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan şirket çalışanının üçüncü kişi şirketin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığı, yani, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı- Üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından, alacaklının İİK’nın 97-99. maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayet isteminde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığı, şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, kısa kararda "Takip durdurulmamış olduğundan hacizli malların değeri veya asıl alacaktan hangisi az ise az olan bedel üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmişken, gerekçeli kararda ise "-A-Davaya konu takip dosyasında takip durdurulmamış olduğundan tazminat talebinin reddine, Davaya konu takip dosyası olan ...sayılı dosyasında takip durdurulmuş olduğundan haczedilen malın değeri olan 33.000,00-TL'nin %20'si olan 6.600,00-TL icra inkar tazminatının davalı alacaklıdan alınarak, davacı 3. şahsa verilmesine," şeklinde karar verilmesi ve sonra ek karar ile de, "..Davaya konu takip dosyası olan ..sayılı dosyasında takip durdurulmamış olduğundan tazminat talebinin reddine, B-Davaya konu takip dosyası olan...dosyasında takip durdurulmuş olduğundan haczedilen malın değeri olan 33.000,00-TL'nin %20'si olan 6.600,00-TL icra inkar tazminatının davalı alacaklıdan alınarak, davacı 3. şahsa verilmesine," şeklinde karar verilmesi nedeniyle gerekçe ile hüküm arasında ve hükmün içeriğinde çelişki yaratılmış olduğu- İİK m. 97/13 uyarınca, istihkak davası üzerine, takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa, alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın, %20'sinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı- İİK m. 97/15 uyarınca, 3.kişinin istihkak davasının kabulü durumunda davacı yararına tazminata karar verilebilmesi için alacaklı veya borçlunun kötü niyetinin gerçekleşmesi gerektiği ve kural olarak alacaklı, 3. kişi ile borçlu arasındaki işlemlere yabancı olduğundan istihkak iddiasına itirazının olağan kabul edileceği- Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine karşın İİK 97/15. maddesi gözardı edilerek İİK 97/13. maddesi nazara alınarak karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-
İİK’nın 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet (asıl dava) ile İİK. m. 99'a dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin (birleşen dava)-  Davanın adi ortaklık adına ortaklar tarafından açıldığı dikkate alınarak HMK m. 115/2. fıkrası gereğince işlem yapılarak ortakların usulüne uygun düzenlenmiş vekâletnamesinin sunulması için kesin süre verilmesi, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilirse işin esasının incelenmesi, noksanlık giderilmezse davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Haczin üçüncü kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapıldığı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağına göre çalışanlara borçlu sorulduğunda, "gelinen adresin sahibi ve kendi patronları olduğunu" söyledikleri, borçlu ve tek yetkilisi olduğu borçlu şirkete ait çok sayıda nitelikli evrak bulunduğu, haciz mahallinde çekilen fotoğraflarda, borçlu adına çok sayıda teşekkür plaketinin sergilendiği, borçlu şirketin 2017 yılından itibaren tek ortağının borçlu gerçek kişi olduğu, üçüncü kişi şirketin ise 2018 yılında sermayesinin yarısının borçluya, diğer yarısının ise iki oğluna ait olduğu, 2019 yılında üçüncü kişi şirketi münferiden temsile yetkili iki müdürün borçlu ve oğlu olduğu, 14.01.2021 tarihli sermaye artırımı sonucu borçlunun hissesinin %19'a düştüğü, müdürlük görevinin sona erdiği, 21.01.2021 tarihinde ise borçlunun hissesini çocuklarına devrederek ortaklıktan ayrıldığı, haciz tarihi itibariyle davacı üçüncü kişi şirketin ortaklarının borçlunun iki çocuğu olduğu uyuşmazlıkta, borçlu ile 3. kişi arasında organik bağın mevcut olduğu, aralarında danışıklı işlem ve muvazaanın varlığının kabulü ile üçüncü kişi davacının istihkak davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu haciz mahallinde, borçlu adına çok sayıda vergi ve SGK borçlarıyla ilgili yapılandırma evrakları bulunduğu, haciz, davacı 3.kişi şirket yetkilisinin huzurunda yapılmış ise de, anılan şahsın borçlu şirket ortağı iken borcun doğumundan sonra ortaklıktan ayrıldığı, davacı 3. kişi şirketin, borçlu şirkette hakim ortak iken borcun doğumundan hatta takipten sonra ortaklıktan ayrıldığı, borçlu ile 3.kişinin bir dönem aynı adreste faaliyet gösterdikleri görülmekle, borçlu ile 3. kişi arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığı anlaşıldığından, üçüncü kişinin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Haczedilen mal hakkında, İİK madde 97/8 gereğince istihkak davası açılır ise, satış isteme süresinin işlemeyeceği, İİK m. 99'de de, alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, haczedilen malın satışının yapılamayacağının düzenlendiği-.İİK m. 97/8'de istihkak davasının açılması ile satış isteme sürelerinin işlemeyeceğinin açıkça ifade edildiği, İİK 99. maddede de aksine bir hüküm bulanmadığı- Dava konusu 14.01.2022 tarihli haciz işleminin yapıldığı, davacı alacaklı tarafından 10.02.2022 tarihinde eldeki davanın açıldığı, süresi içinde istihkak davası açılmış olduğundan, satış avansının yatırılmadığından bahisle dava konusu haczin geçersiz olduğu söylenemeyeceği- İcra takipleri nedeniyle açılmış ve açılacak davalarla sınırlı şekilde şirketin ihyasına karar verildiği, kesinleşen ihya kararı ile haczin geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla istihkak davasının esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
Dairemizin önceki içtihadından dönülmek suretiyle satış talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi hakkındaki ilk derece mahkemesi kararının konu itibariyle kesin olmadığı; bu işlem hakkındaki karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği kanaatine varıldığı- Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan incelenmesi gerektiği-
Dava değerinin 80.038,49 TL olduğu, davacının davasının 3.726,45 TL yönünden kabul edildiği, 76.312,03 TL yönünden reddedildiği anlaşıldığından, mahkemece nispi harcın tam kabul gibi tüm dava değeri üzerinden alınmasının doğru olmadığı-
İstihkak davasında temyiz kesinlik sınırının tespiti bakımından istihkak davasına konu mahcuzların değeri esas alınacağı-