Taraflarca bildirilen bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra, alacak kalemlerinin net miktarı bulunup, dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacaklar için bildirilen banka faizleri, diğer kalemler için yasal faizler uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor hazırlanması için konusunda uzman bir bilirkişiye başvurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kesintilerin tahsilat aşamasında dikkate alınacağından bahisle sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
Takip dayanağı ilamda tapu iptal tescil talebi olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin talep edildiği, mahkemece tapu iptali tescil talebi, bir başka anlatımla, taşınmazın aynının tartışıldığı, uyuşmazlığın özünde ayni hakka ilişkin mülkiyet ihtilafı bulunmakla, bu ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği-
Hakaretten kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkin davanın, tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında ve bunlara ilişkin sicil ve kayıtlarında bir değişiklik yaratmadığı, tarafların mal varlığını etkilediği, bu konudaki ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği-
Alacaklının para borcuna veya teminat verilmesine dair ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapmasının İİK'nun 32. maddesi amir hükmüne aykırılık teşkil edeceği ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-
Mahkemece, borçlu vekilinin İYUK 28/2. maddesindeki usule riayet edilmeden başlatılan icra takibinin iptali talebi hakkında karar verilmek gerekirken, şikayet konusu olmayan haczedilmezlik hususunda yapılan değerlendirme ile sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun şikayet nedenleri arasında bulunan örnek 4-5 icra emrinde talep edilen vekalet ücreti ve işlemiş faiz hesaplamasına yönelik itirazı hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediğinden, kararın bozulması gerekeceği-
Tarafları aynı olan ve aynı ilamdan kaynaklanan alacaklar için aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkünken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılmasının usul ekonomisine aykırılık teşkil ettiği- Alacaklı tarafça borçlular hakkında, asliye hukuk mahkemesi ilamına dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, toplamda hükmedilen meblağın bir kısmının bölünerek davacılardan biri için hükmedilen kısmının bir icra dosyasında; vekalet ücreti ve işlemiş faizi ile birlikte talep edildiği, geriye kalan kısmının ise bir başka icra dosyasında talep edildiği, bu haliyle, aynı ilamdan dolayı iki ayrı icra takibi yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece ilk takip dosyasında alacaklı ... yönünden talepte bulunulmamasından dolayı aynı dosyadan ek takip talepnamesi düzenlenmek suretiyle bu dosya üzerinden takibe devam imkanı bulunduğundan, sonradan yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ilamda her ne kadar satışı vaad edilen taşınmazın bedeline hükmedilmiş ise de; mahkemece tapu iptali tescil talebi, yani taşınmazın aynı tartışıldığından, bu ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği-
Kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiğinden olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız elatma bedellerine dair dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-