İlamda faiz hakkında bir hüküm bulunmasa da, ilamda yazılı alacak karar tarihinde muaccel olacağından bu tarihten itibaren faiz istenebileceği- Üçüncü kişiden tahsiline hükmedilen bedel, elden çıkarılan taşınmaz yerine geçen değere isabet eden nakten tazminat niteliğinde olup tasarrufun iptaline ilişkin kararda faiz hakkında bir hükmün yer almadığından, ilamda yazılı alacağa, muaccel hale geldiği karar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesinin mümkün olduğu-
Alacağa ilişkin ilamın, kesinleşmeden infaz edilebileceği- İlamın hüküm kısmının aynen infaz edilmesi gerektiği, "dar yetkili" icra mahkemesinin yorum, tahmin ve takdir yoluyla hüküm kısmını değiştiremeyeceği- İcra müdürünün de, itirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm fıkrası ile bağlı olup, mahkeme kararını yorumlayarak işlem yapamayacağı- İtirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm kısmında "5.384,83 TL üzeri"nden takibin devamına karar verildiğine ve hükümde açıkça, bu alacağın bir kısmının "asıl alacak", bir kısmının da "işlemiş faiz olduğu" belirtilmediğine göre, 5.384,83 TL'nin tamamının asıl alacak olarak kabulü ile faiz hesabının buna göre yapılıp dosya alacağının belirlenmesi gerektiği-
25.09.2013 Karar tarihli takip konusu ilama göre, idarenin kamulaştırmasız elatma eylemi 1995 yılından sonrasına ait olup olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma davalarında borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olacağı-
Taraflarca bildirilen bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra, alacak kalemlerinin net miktarı bulunup, dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacaklar için bildirilen banka faizleri, diğer kalemler için yasal faizler uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor hazırlanması için konusunda uzman bir bilirkişiye başvurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun kendisine tebliğ edilmesi gerektiği- İcra emrinin borçluyu temsil eden vekiline tebliğinin zorunlu olduğundan "asile yapılan icra emri tebliğ işleminin iptali"  yerine icra emrinin vekile tebliği suretiyle takibe devam edilmesi yönünde hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece, bankalara yeniden müzekkere yazılıp, hakkın doğum tarihlerinden itibaren eksiksiz şekilde faiz oranları getirtilerek, bankaların bildirdikleri faiz oranlarına göre, her bir yıllık devrede, mevduata fiilen uygulanan faiz oranının hangisi en yüksek ise o oran esas alınıp hesaplama yapılması için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii ile, oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak İdare Mahkemesi ilamında "davacının müstafi sayılmasına dair işlemin iptaline, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine" dair kısım eda hükmü içermediğinden ilamsız takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı,  ancak, anılan ilamdaki yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafından davacıya verilmesine hükmedildiğinden, hükmün bu kısmının eda hükmü içermesi nedeniyle ilamlı takip yapılması gerektiği-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerektiği-