Borçlunun takibe konu ilamda belirtilen nafaka alacağı dışında, ilamda yer almayan talepler yönünden borçlu olmadığına ilişkin iddiasının, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olduğu ve kamu düzenine ilişkin bu şikayetin süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
Takip konusu ilam hakkında tehiri icra kararı alındığı, ilamın bozulduğu bozmadan sonra verilen karar ile takibe devam edildiği, borçlu Kuruma borç muhtırasının tebliğ edildiği görülmüş olup, 6552 sayılı Yasa ile "kuruma aleyhine icra takibi yapılmadan önce müracaat zorunluluğunu" getiren yasal değişikliğin, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, Yasa'nın yürürlük tarihinden önce takipte takip şartına ilişkin bir yasal düzenlenme olmadığından, şikayetin reddi gerektiği
Devlet bankalarının takip konusu yabancı parayla açılmış yıllık mevduata fiilen uyguladıkları en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınmak suretiyle ve yıl 365 gün kabul edilerek yapılacak hesaplamaya göre sonuca gidilmesi gerektiği-
İlamda hükmedilen vekalet ücreti, lehine hükmedilen iş sahibine ait  olduğundan ve Av. Kan. mad. 164, iş sahibi ile vekili arasındaki iç ilişkiyi düzenlenmekte olduğundan, borçlu İdarenin, vekalet ücreti borcundan ödeme yaparken gelir vergisi kesintisi yapmasının isabetsiz olduğu- Ödeme takipten sonra yapıldığından icra masrafları, icra vekalet ücreti hesaba eklenerek ve borçlu idarenin harçtan muaf olduğu da gözönüne alınarak, muhtıra tarihi itibari ile bakiye borcun gerektiğinde bilirkişi marifetiyle tespiti gerekirken, Gelir Vergisi Kanunu mad. 94 uyarınca, %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılarak hesaplanan bilirkişi raporuna itibar edilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu vekili, müvekkili aleyhine yapılan takipte, taşınmazdan tahliyesinin talep edildiğini, ancak diğer hissedarların takibe açıkça muvafakat etmediklerini dilekçe ile bildirdiklerini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmişse de; somut olayda el atmanın önlenmesine ilişkin ilama dayanılarak borçlu hakkında ilamlı icra takibi yapıldığı, söz konusu ilamda belirtildiği üzere takip konusu taşınmazın miras bırakan Z. Y. adına kayıtlı olduğu, takip alacaklısının miras bırakan Z. Y.'nin mirasçılarından olduğu, ancak diğer mirasçılar 31.07.2014 tarihli dilekçe ile .... İcra Müdürlüğü'ne başvuruda bulunarak "takibin devamına muvafakatları olmadığını" bildirdiklerinden bu durumda iştirak halinde mülkiyet sahiplerinin muvafakatlerinin bulunmadığı değerlendirilerek "şikayetin kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
Bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamı doğrultusunda yapılandırma kapsamında kalan alacağın belirlenmesi için araştırma ve inceleme yapılmadan, doğrudan tüm “icra emri tebliğ işleminin iptaline” karar verilmiş olup vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin alacak kalemlerinin yapılandırma kapsamında kalmadığı anlaşıldığından icra emri tebliğ işleminin asıl alacak ve işleyen faizi yönünden iptali gerekip tümden iptalin hatalı olduğu-
İcra mahkemesinin kararlarının yerine getirilebilmesi için kesinleşmesinin aranmadığından, borçlunun şikayeti üzerine "takip dayanağı rehin açığı belgesinin iptali"ne karar verilmesi halinde, takibin ve bu dosya üzerinden konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Karar tarihinden önce yapılan ödemelerin, bu ilamla ilgi yargılama sırasında ileri sürülüp karara bağlanması gerektiği; takip hukuku yönünden değerlendirilebilecek nitelikte ödemeler olmadığı-
Takip dayanağı ilk ilamda alacaklı lehine faize ilişkin bir hüküm kurulmadığından ancak karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği- Takip dayanağı ilk ilamın bozulması üzerine, bozmaya uyularak verilen ilamda alacaklı lehine daha düşük avukatlık ücreti alacağına hükmedilmişse de, ilama bağlanan avukatlık ücreti alacağı ilk karar tarihinde muaccel olduğundan, faizin de ilk karar tarihinden itibaren istenebileceği-
İşçi alacaklarının tahsiline ilişkin ilamlarda alacaklının ilam konusu bedelden kesintiler yapıldıktan sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği, ancak ilamda alacağın açıkça net olduğu belirtilmemiş ise bunun da brüt miktar olduğunun kabulü gerekeceği- Dayanak yapılan ilamda işçi alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş ise; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorularak yine hakkın doğum tarihinden takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının hesaplanması gerekeceği- Yine HGK'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E., 1997/776 K. Kararında vurgulandığı üzere, ilam hüküm fıkrası yorumlanarak icra edilemeyeceği, bu nedenle ilamda uygulanmasına karar verilen " en yüksek banka mevduat faiz" oranlarının "yasal faiz" oranının altında kaldığı gerekçesiyle daha yüksek olan yasal faiz oranları uygulanamayacağı- Taraflarca bildirilen bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra, alacakların net miktarı bulunup, bildirilen banka faizleri uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor hazırlanması için konusunda uzman bir bilirkişiye başvurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-