8. HD. 12.04.2017 T. E: 2015/1465, K: 5463-
Uygulamada kamulaştırmasız elatma davalarının; İBK., HGK. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulduğu; bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasında da kanuni boşluk mevcut olduğu- Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız elatma ilamlarında ilamın kesinleşme tarihinden sonraki dönem için 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği-
Olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrasının Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-
İşçi alacaklarının tahsiline ilişkin ilamların Gelir Vergisi Kanunu uyarınca işveren tarafından gerekli kesintiler yapıldıktan sonra işçiye ödenmesi gerekeceği, ancak ilamda açıkça net olduğu belirtilmemiş ise bunun brüt miktar olduğunun kabulü gerekeceği- Mahkemece "taraflarca bildirilen bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra, alacak kalemlerinin net miktarı bulunup, dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacaklar için bildirilen banka faizleri, diğer kalemler için yasal faizler uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor hazırlanması için konusunda uzman bir bilirkişiye başvurularak sonucuna göre bir karar verilmesi" gerekeceği-
8. HD. 06.04.2017 T. E: 2015/3942, K: 5053-
Aynı ilama dayanılarak aynı taraflar arasında başlatılan ilk takibin iptaline dair kararın bozulması üzerine verilen şikayetin reddi kararının kesinleşmesi ile şikayete konu takibin derdest takip haline geldiği ve bu durumda aynı ilama dayanılarak yapılan diğer takibinin usul ekonomisi ilkesi gereğince iptali gerektiği-
Menfi tespit davalarının kabul veya ret ayrımı yapılmaksızın ilamın fer'isi olan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının da kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinin kabulü gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, itirazın iptali davası sonucu verilen kararda takibe kadar işlemiş faiz için karar verilmediği için takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa uyarınca %9 yasal faiz üzerinden hesaplama yapılmasının isabetli olduğu, ancak itirazın iptali davası sonucu hükmedilen icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti için henüz icra emri tebliğ edilmediğinden, bu kalemlerin yapılacak dosya hesabına dahil edilemeyeceği-
İİK. mad. 283/2 uyarınca alınan ilamda, faize ilişkin bir hüküm bulunmasa da, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği- Sadece kesinleşmeden icraya konulamayan ilamlarda, hüküm altına alınan alacak, ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceğinden, faizin de kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği- Tasarrufun iptali kararlarının icrası için ise, kesinleşme gerekmediğinden, karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği- Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin borçlusu hakkında takibin devam etmesinin, tasarrufun iptali ilamına dayalı takipte faiz istenmesine engel olmadığı-