İlamda herhangi bir miktara hükmedilmemişse de, borçlu kurumun hiçbir hesaplamaya gerek kalmaksızın kurum içi yazışmalarla, alacaklıya ödemesi gereken aylık tutarını belirleyebilecek durumda olması karşısında ilamın bu haliyle de eda içermekte olduğunun kabulü ile mahkemece ilam doğrultusunda borçlu kurum tarafından alacaklıya ödenmesi gereken miktar belirlenip icra emrinin buna göre denetlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak ilamda brüt kıdem tazminatına mevduata uygulanan en yüksek banka faiziyle, brüt yıllık izin ücreti alacağına, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ücreti alacağına yasal faiz ile ödenilmesine karar verildiğinden, "tarafların bildirdikleri bankalardan" hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılıp sonuca gidilmesi gerekirken, tarafların bildirdikleri banka yerine bilirkişice başka bankaların faiz oranları esas alınarak verilen raporun hükme dayanak yapılmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
İlamın hüküm kısmında talep hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık,şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde gösterilmesi gerekeceği - İlamın infaz edilecek kısmının "hüküm bölümü" olduğu, diğer bir değişle dar yetkili icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleyemeyeceği, ilamın "hüküm bölümü"nün aynen infazı gerekeceği-
TTK.’’nun 119.maddesi uyarınca acente, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule yetkili olduğundan, ilamda belirtilen asıl borçlu şirkete karşı takip yapılıp icra emri çıkartılabileceği gibi şikâyetçi acenteye de asıl borçluya izafeten takip yapılıp icra emri çıkartılabileceği ve de yenileme emri gönderilebileceği-
İlamın boşanmaya ilişkin hükmü kesinleştiğinde, boşanmaya ilişkin feri alacaklar olarak hükmedilen maddi ve manevi tazminatın kesinleşmesinin beklenmeyeceği-
Borçlu ilama dayalı para borcunu karar tarihinden sonra takipten önce ödemiş ise de takip talebinden sonra bildirilmesi nedeniyle alacaklının alacağını icra vasıtasıyla tahsili talebinde bulunmasında bir usulsüzlük olmadığı nazara alınarak icra vekalet ücreti, icra masrafları ve ödeme bildiriminin alacaklıya ulaştığı ödeme tarihine kadarki faizin tahsilini engeller şekilde takibin tümden iptali yönünde hüküm kurulamayacağı-
Takibe dayanak yapılan ilamda malikin, taşınmazın mülkiyetini idareye bırakılması karşılığında tazminat tabelinde bulunduğunun anlaşıldığı, her ne kadar mahkemece, hüküm fıkrasında, el konulan taşınmazın mülkiyetinin tapudan yol olarak terkinine karar vermişse de ilamdaki bu hükmün, kamulaştırmasız elatma tazminatının yasadan doğan sonucu olup taşınmazın aynının ihtilaflı olduğunu göstermeyeceği, bu nedenlerle, dayanak ilam tazminat alacağına ilişkin olup, HUMK.nun 443/4. maddesi gereğince ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmadığı-
İlamın hüküm kısmında talep hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık,şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde gösterilmesi gerekeceği-
İlamının hüküm kısmında sadece 'davanın kabulüne' ibaresi kullanılarak hüküm altına alınan isteğin ne olduğu açık bir şekilde belirtilmemesinin ilamın infazda şüphe ve tereddüt yaratmasına neden olacağı ve kararın bu sebeple bozulması gerekeceği-
İlamı bir bütün olmasına rağmen, yasal ve geçerli bir neden olmaksızın, alacaklının aynı ilamdaki alacak kalemleri için ayrı ayrı icra takipleri başlatmasının, yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı ve borçlunun zarar uğramasına neden olduğu, bu yönündeki davranışların hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, mahkemece borçlunun şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-