Takip dayanağı ilamda dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tescili ve iptal tescil şartlarının oluşmasına bağlı olarak da tazminata hükmedilmesinin talep edildiği, ihtilafın gayrimenkulün aynına ilişkin bulunduğu nazara alınarak, ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı-
Takip dayanağı ilamda kapitale dönüşen bir faiz alacağına hükmedilmediğinden, bu nitelikteki faiz alacakları yönünden de Türk Borçlar Kanunu'nun 121/2 maddesi gereğince faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı-Takipte açıkça faiz alacağı olarak belirlenen alacak için takipten sonra istenen işleyecek faiz istemi yasaya aykırı olduğundan, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağına ilişkin ilam, Medeni Kanun'un 227 ve devamı maddelerine dayalı katılma alacağı ve eşya alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamlar konu olarak Medeni Kanun'un “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlar olduğundan ve bu nitelikleri itibariyle de katılma ve eşya alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki ilam vekalet ücretinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmalarının mümkün olduğu-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği; bu durumun hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- Mahkemece " aynı ilamda hüküm altına alınan alacak kalemleri için tek ve aynı dosya ile ilamlı icra takibinde bulunulmasını zorunlu kılan türden yasal düzenlemenin mevcut olmadığı, borçlunun yalnızca takip dosyalarının birleştirilmesini talep edebileceği" gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklının talebini aşar şekilde, takip tarihinden sonraki dönemde uygulanması istenen faiz oranlarının da üzerindeki oranlarla tahsile neden olacak şekilde takibin devamı yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirleneceği-
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla alacak talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetlerin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
İlamda gayrimenkulün aynına ilişkin ihtilafın bulunduğu taşınmazın aynı tartışılarak sonuca gidildiği ve bu nedenle kesinleşmeden takibe konulamayacağı-
Kal'e ilişkin verilen kararların kesinleşmeden icrası halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği-