İlamın tarafı olmayan temsilci adına icra emri gönderilmesinin yanlış olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, anılan İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden hüküm kurulması gerekeceği-
İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu ve yasal düzenlemeler karşısında alacaklıların bu davranışının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
İki tarafa borç yükleyen ilam hükmünün infazını isteyen tarafın, kendi edimini yerine getirmiş olması koşulu ile karşı taraftan edimini yerine getirmesini isteyebileceği, alacaklının takip konusu ilam nedeniyle hisse senetlerinin, borçlu şirkete devrini sağladıktan sonra para alacağını talep etme hakkı doğacağı-
Vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz, cezaların şahsiliği kuralı gereğince, icra suçları yönünden borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile de tebliğinin zorunlu olduğu-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma davalarında borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-
Mahkemece, bozma öncesi hükmedilen ve infazı gerçekleştirilen miktarın mahsubu suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle takip tarihi itibariyle dosya borcunun belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Bozma sonrası verilen ilamda, bozma öncesinde hüküm altına alınmayan faiz alacağı hakkında da karar verildiğinden, ikinci takibin bu faiz alacağına ilişkin olduğu ve mükerrer olmadığı anlaşıldığından, mahkemece borçlunun mükerrer takibe yönelik şikayetinin reddine karar verilerek diğer şikayet sebeplerinin incelenmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibe dayanak kararda, dava konusu taşınmazın belirtilen kısımlarına müdahalenin men'ine, kal'e ve buna bağlı olarak ecrimisile hükmedildiği, yargılamada taşınmazın aynının tartışılarak hüküm kurulduğu anlaşıldığından, bu durumda ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmekte olup şikayetin kabulüne karar verileceği-
İlamın hüküm kısmının aynen infazı zorunlu olup, dar yetkili İcra Mahkemesi yorum yoluyla hükmü değiştiremeyeceği- Avans faiz oranının, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı olması halinde; yılın ikinci yarısında bu oranın geçerli olduğu kuralı çerçevesinde faizin hesaplanması için gerektiğinde bilirkişiden raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, TCMB tarafından belirlenen ve yayınlanan avans faiz oranlarına göre yapılan ve denetime elverişli olmayan hesaplama ile sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-