İcra emrinde takibe dayanak ilam yönünden açıklama bulunmadığı gibi talep olunan alacak kalemleri de gösterilmediğinden mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Şirketin bölünme raporunda icra takibinin dayanağı olan ilamdan kaynaklı borçtan, bölünen şirketlerden herhangi birinin sorumlu olduğuna dair açık bir belirlemenin bulunmadığı, bu durumda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 168/3 maddesi gereği bölünme ile oluşan her iki şirketin borçtan müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, mahkemece icra emrinin iptali yönündeki başvurunun reddine karar verileceği-
Aynı ilama dayalı olarak iki ayrı takip başlatıldığı, birinci takibin alacağın temliki işlemine dayandığı, temliki tüm davacıların birlikte gerçekleştirdiği, temlik edenler ile temlik alanın vekillerinin de aynı olduğu ve iki ayrı takibin aynı vekilce başlatıldığı da gözetilerek, mahkemece, daha sonra başlatıldığı anlaşılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ilam ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesi gözönüne alınarak, Devlet Bankalarının yabancı parayla açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranları sorularak bu oranlar üzerinden yaptırılacak inceleme ile sonuca gidilerek karar verilmesi gerekeceği-
Tarafları aynı olan kesinleşmiş mahkeme ilamlarına dayanılarak takas-mahsup istenilebilir ise de bu halde takas-mahsuba konu alacaklar üzerine üçünçü şahıslarca takas-mahsup talebinden önce haciz konulmuş ise bu hacizler nazara alınarak bakiye alacak kaldığı takdirde takas-mahsuba karar verilebileceği-
İlamda vekil sıfatı olmayan avukatın, ilamların icrası yolu ile takibe başladığı icra emrinin tebliğinden sonra başvuru ile takibi düzeltip kendi adı ile yeniden çıkarılmasını sağladığı bu durumda önceki icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ilamın İİK'nun 277 ve müteakip maddelerine dayalı tasarrufun iptaline ilişkin bir ilam olduğu ve taşınmazın aynı ile ilgili değil şahsi hak doğurucu nitelikte bulunduğu, bu nedenle, ilamın icrası için kesinleşme şartının aranmadığı-
Tahsilatın yapıldığı Milli Eğitim Müdürlüğü (bağlı bulunduğu Milli Eğitim Bakanlığı) genel bütçeye dahil idareler arasında yer alıp harçtan muaf olduğundan, ödenen tahsil harcının iadesi yönünde hüküm oluşturulması gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takas mahsuba konu alacaklar üzerinde takas mahsup talebinden önce üçüncü kişilerin hacizlerinin bulunması halinde bu hacizler dikkate alınarak bakiye alacak kalmış ise bu alacak üzerinden takas mahsuba karar verileceği-
Talep edilen alacak sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak dahi olsa tapusunun tescilini istediği taşınmazın aynı tartışılmış olduğundan kesinleşmeden takibe konulamayacağı-