Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kurulduktan sonra Bayındırlık ve İskan Bakanlığı aleyhine çıkarılan icra emirinin iptaline, sorumluluğun geçtiği Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı hakkında takip başlatılıp icra emri gönderilmesi gerektiği-
Özel yasasındaki mevcut düzenleme nazara alınarak, eda hükmü içeren ve kesinleşen Sayıştay kararı ile ilamların icrası yolu ile takip yapılabileceği-
Bilirkişinin bozma ilamından sonra sunduğu bilirkişi raporunda hesaplanan faiz miktarlarının temyiz eden davalı alacaklı lehine olduğu anlaşıldığı halde, mahkemece bozmadan önce alınan bilirkişi raporunda belirlenen faiz oranlarına göre yapılan hesaplamayla sonuca gidilemeyeceği-
Alacaklı tarafından takibe dayanak yapılan ilam takip tarihinden önce bozulmuş olup, alacaklı tarafından icra takibine başlanırken geçerli bir ilam sunulmadığından, bozulmuş bir ilama dayalı olarak ilamlı icra takibine başlanamayacağı-
Gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği(HMK 367) - İlamda yer alan ve "taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline" yönündeki hüküm, yasadan kaynaklanan ve tazminat verilmesine ilişkin kararın sonucu olup, taşınmazın aynının, ihtilaflı olduğunu göstermeyeceği-
Alacaklı durumundaki davalının itirazını def'i yolu ile ileri sürdüğü menfi tespit davasının zamanaşımını keseceği ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımının işlemeyeceği-
Haciz müzekkeresinde belirtilen toplam borç miktarından başka haciz müzekkeresinin bulunmadığı ve bu durumda haciz uygulamasının belirtilen toplam borç miktarı için olması gerektiği-
Her ne kadar örnek 4-5 numaralı icra emrinde, tahliyenin talep edilmesi doğru değil ise de infaza ilişkin tutanakda ilamın infazının işgal edilen yere müdahaleye yedi gün içinde son verilmesi ihtarı şeklinde yapıldığı, tahliyeye ilişkin bir işlemin yapılmadığı görülmekle, infaz işleminde ilama aykırılık bulunmadığı-
İlamda asıl alacak ve eklentilerinin davalılardan (borçlulardan) müteselsilen tahsili yönünde hüküm tesis edilmemiş sadece müştereken tahsiline denmiş olduğundan davalılar (borçlular) arasındaki sorumluluğun eşit olduğunun kabulü gerekeceği-
Takip dayanağı ilamda tapu iptal ve tescil talebinin reddedildiği, davacının hükmü bu yönüyle kabullenerek temyiz etmediği ve bu nedenle mülkiyet hususunun kesinleştiği, yalnızca bedele ilişkin hükmün temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediği, ancak yasal düzenleme gereğince ilamın bu bölümünün icrasına engel bir durum kalmadığı nazara alınarak, şikayetin reddinin gerektiği-