Mahkemece şikayetçinin takibin iptaline yönelik itirazı incelenip karar verilmiş ise de faiz itirazı konusunda olumlu olumsuz karar verilmediği görülmekle bu eksikliğin giderilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
Tarafları aynı olan ve aynı ilamdan kaynaklanan alacaklar için aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılması, usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, ayrı takip yapılmaması gerektiği- Mahkemece, "takiplerden birincisinde asıl alacak ikincisinde ise işlemiş faiz istenilmiş olması ve fer'i alacaklar için ayrı bir takip yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı" gerekçesi ile "şikayetin reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
Menfi tespit ilamının kesinleşmeden icra edilemeyeceğine dair şikayetin yedi günlük süreye tabi olduğu, şikayetin süreden reddine karar verileceği-
İlama uygun olarak apartman yönetimi hakkında takip başlatılmış, kat maliklerinden bir kısmına icra emri gönderilse de, borcun tamamı değil ancak hisselerine düşen kısmın istenebileceği-
İcra takibinin dayanağı olan ilam ile davacının (takip borçlusunun) müdahalesinin men'ine ve kal'e karar verildiği anlaşıldığından, taşınmazın aynı tartışmalı olmamakla birlikte kal'e ilişkin davalar sonunda verilen kararların kesinleşmeden icrası ve daha sonra hükmün bozulması halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği-
Takip dayanağı belgenin ilam niteliğinde olmadığı ve eda hükmü içermediğinden bahisle yaptığı şikayetin kamu düzeniyle ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu- İcra dosyasına ödeme yapılmasının, şikayetin esasının ve takibe konu belgenin ilam hükmünde olup olmadığının incelenmesine engel olmayacağı- Yürütmeyi durdurma kararı eda hükmü içermediğinden ilamlı takibe konu yapılamayacağı gibi takibe dayanak Tahkim Komisyonu kararı da 3533 sayılı yasa kapsamında olmayıp, ilam niteliğine haiz olmadığı-
Borçlunun ilama aykırılık niteliğinde olan mükerrer takip şikayetinin süresiz şikayet olduğu düşünülerek işin esasının incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süreden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İlamın infazında tereddüt olduğu ve bu hususun şikayet konusu yapıldığı gözetilerek, icra mahkemesince hükmün infazının ne şekilde yapılması gerektiği hususunda icra müdürlüğüne açıklayıcı talimat verilmesi gerektiği-
Takip konusu alacağa 3095 sayılı Yasa'nın 2. maddesinde öngörülen avans faiz oranlarının uygulanması gerekeceğinden, mahkemece, avans faiz oranına, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı olması halinde; yılın ikinci yarısında bu oranın geçerli olduğu kuralı çerçevesinde yapılacak faiz hesaplaması ile sonuca gidilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket, takip talebinde ve icra emrinde gösterilen şirketin başka bir şirket olduğu iddiasında bulunmadığından ve Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yazısına göre de takip talebi ve icra emrinde belirtilen ünvanda başka bir şirketin mevcut olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin esasına girilerek incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-