Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip başlatılması usul ekonomisine (HMK. mad. 30) aykırılık teşkil etmesi sebebi ile ayrı takip yapılmaması gerektiği- İtirazın iptali istemi üzerine mahkemece itirazın iptaline, takibin devamına, %40 inkar tazminatı ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olduğundan, ilama bağlanan alacaklar için ilk takip dosyasında icra emri düzenlenerek takibe devam olanağı bulunmasına karşın, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip yapılmasının usulsüz olduğu-
Kanun'un emredici hükmü gereğince yerel mahkemenin menfi tespit davasının kabulüne ilişkin kararı ile birlikte takibin duracağı, menfi tespit davasının takibin kesinleşmesinden sonra açılmış olması ya da söz konusu kararın Yargıtay ilgili dairesince bozulması İİK'nun 72/5. maddesinin uygulanmasını ortadan kaldıracak bir durum olmadığı gibi takibin durması için kararın kesinleşmesinin gerekmeyeceği, o halde mahkemece borçlunun isteminin kabulü ile şikayete konu icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İlama aykırı olarak düzenlenen icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez ise de aynı takipte, aynı taraflar arasında verilen icra mahkemesi kararlarının birbirleri için bağlayıcı oldukları-
Borçlu vekilinin, şikayet dilekçesinde diğer şikayet sebepleri yanında, müşterek çocuğun takip tarihi itibariyle 18 yaşını doldurduğundan bahisle devam edecek aylara ilişkin iştirak nafakası talebinde bulunulamayacağı iddiasında da bulunduğu görüldüğünden, anılan şikayet hakkında mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde borçlu tarafa fazladan masraf yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılmasıdır ve hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
İlamda faiz başlangıç tarihi belirtilmediğinden karar tarihinden itibaren ilamda yazılan faizin istenebileceğinin kabulü gerekeceği-
İlamda ve takipte taraf sıfatı bulunmayan, şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddi gerekeceği-
Kısmen kabulün neye ilişkin olduğunun belirtilmeyen hükmün, açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak nitelikte olduğu-