Borçlu, tahliyesine karar verilen taşınmaz ile tahliye kararının infaz edildiği taşınmazın farklı yerler olduğunu ileri sürdüğüne göre, mahkemece; taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılarak ve gerektiğinde bilirkişi raporu da alınmak suretiyle, her iki taşınmazın aynı yer olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İlamın bölünerek ayrı ayrı takip yapılamayacağı- Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve böylece davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesini sağlamanın hakkın kötüye kullanılması olduğu; hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı-
Alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davası sonunda, dava kısmen kabul edilerek alacağa ticari (reeskont) faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına karar verildiği, Yargıtay 15. HD tarafından veilen ilam ile onandığı, icra müdürlüğü tarafından bakiye borcun tebliğden itibaren 7 gün içinde ödenmesi için muhtıra çıkarıldığı, muhtıranın tebliği üzerine, borçlunun muhtıradaki bakiye borcun hatalı hesaplandığını iddia ederek iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile borç muhtırasının iptaline karar verildiği, ilgili kararın Yargıtay 12. HD. tarafından bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak bilirkişiye ek rapor hazırlatıldığı, ancak itirazın iptaline ilişkin ilamda alacağa ticari (reeskont) faiz yürütülmesine hükmedildiği halde hesaplanmada bu hususa riayet edilmediği anlaşıldığından, mahkemece ilama uygun olarak ticari (reeskont) faiz oranlarına göre faiz hesaplaması yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmeyeceği- Mahkemece, aynı alacak için alacaklı tarafından daha önce aynı ipotek için icra takibi yapıldığı ve takip talebinin reddedildiği, icra mahkemei ilamıyla da şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmış olup, icra mahkemesinin, takip talebinin reddine ilişkin karara yönelik şikayetin reddine dair verdiği karar kesinleşmeden ilamlı icra takibi yapılması haline mükerrer takipten söz edilemeyeceği, takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İtirazın kaldırılması ile ilgili kısa karara ilişkin duruşma tutanağının HMK. mad. 297 unsurlarını taşımadığı ve dolayısıyla itirazın kaldırılmasına dair ilam niteliğinde sayılamayacağı- Kısa karara dayalı haciz talebine binaen yapılan hacizlerin kaldırılmasına ve itirazın kaldırılmasında hükmedilen alacaklara dayalı olarak yapılan kapak hesabına dair şikayetlerin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu yanca infazı talep edilen mahkeme kararı, itirazın iptali isteminin reddine ilişkin olup, anılan kararın gerekçesinde geçerli bir hapis hakkının bulunmadığından bahsedilmesi bu takip dolayısıyla borçluya rehin konusu malın iadesini talep hakkı vermeyeceği, itirazın iptali isteminin reddine ilişkin ilam kesinleşse de, borçlunun anılan ilama dayalı olarak takibe konu menkulün iadesini isteyemeyeceği, iade için borçlunun ayrıca dava açması ve bu hususta karar alması gerekeceğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit ilamının kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı-
Kal'e ilişkin ilamların da uygulanması için kesinleşmesi gerektiği kabul edilmekle birlikte, sabit telekominikasyon cihazı ve ekipmanlarının kaldırılmasına karar verildiği anılan cihaz ve ekipmanlarının bir yerden bir yere nakli ya da sökülüp takılması, mümkün olduğundan, telafisi mümkün olmayacak zarardan sözedilemeyeceği ve bu nedenle dayanak ilamın takibe konu edilmesi için, kesinleşmesi gerekmeyeceği-
Telafisi mümkün olmayacak zararın doğma ihtimali bulunduğundan kal'e ilişkin ilamların uygulanması için kesinleşmesi gerektiği kabül edilmekle birlikte, takip konusu (elatmanın ve muarazanın önlenmesi kal'e yönelik) ilamda ekipmanlarının kaldırılmasına karar verildiği ve bunların bir yerden bir yere nakli ya da sökülüp takılması mümkün olduğundan, telafisi mümkün olmayacak zarardan söz edilemeyeceği ve taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmediği-
Boşanma ilamının hüküm bölümünde onaylanmasına karar verilen protokolde; borçlu babaya yüklenen okul taksitleri yönünden likit bir miktar belirlenmediği, ayrıca servis ve yemek parası olarak da alacaklı lehine likit bir alacak kararlaştırılmadığı anlaşıldığından, anılan alacak kalemleri için ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığı, icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekirken dar yetkili icra mahkemesinde yargılama ve hesaplama yapılarak sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-