Borçlu vekilinin, şikayet dilekçesinde diğer şikayet sebepleri yanında, müşterek çocuğun takip tarihi itibariyle 18 yaşını doldurduğundan bahisle devam edecek aylara ilişkin iştirak nafakası talebinde bulunulamayacağı iddiasında da bulunduğu görüldüğünden, anılan şikayet hakkında mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde borçlu tarafa fazladan masraf yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılmasıdır ve hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
İlamda faiz başlangıç tarihi belirtilmediğinden karar tarihinden itibaren ilamda yazılan faizin istenebileceğinin kabulü gerekeceği-
İlamda ve takipte taraf sıfatı bulunmayan, şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddi gerekeceği-
Kısmen kabulün neye ilişkin olduğunun belirtilmeyen hükmün, açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak nitelikte olduğu-
Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunlu olup, icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmının yorum yolu ile genişletilemeyeceği- Yabancı para borcunun faizinde, 3095 s. K. mad. 4/a gereğince, Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizin esas alınması gerektiği- Takip konusu ilamda açıkça Merkez Bankası'nca bu yabancı para alacağına uygulanan faizin uygulanmasına karar verilmişse de, ancak Merkez Bankası'nın da bizzat mevduat kabulü söz konusu olmayıp, böylece yabancı para alacağına uyguladığı bir faiz oranı bulunmadığından, hükmün aynen infazı ilkesi gereği, ilamın faiz yönünden infazının kabil olmadığının kabulü gerekeceğinden, bu durumda icra takibinin, yabancı para alacağının faizine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği-
"Hemen Öderseniz Borç Tutarı" başlığı ile yapılan hesaplamanın İcra İflas Kanunu'nda yerinin olmadığı, ancak bu durumun icra emrinin ya da takip talebinin iptalini gerektirmeyeceği-
İcrası için kesinleşmesi zorunlu olan ilamların, takip tarihinde kesinleşmiş olması gerekeceği-
"Tahsis ücreti" adı altında yapılan kesintinin tüketici hakem heyeti kararı gereğince iadesine karar verilmesi üzerince, tüketicinin başatmış olduğu "ilamsız" icra takibin itiraz edilmesi halinde, bu itirazın iptaline yönelik açılan davanın "tüketici mahkemesinde" görülmesi gerektiği-