Tasarrufun iptali ilamı kesinleşmeden icraya konulabileceğinden, İİK. mad. 283/II çerçevesinde alınan ilamda faize ilişkin bir hüküm bulunmasa dahi, alacaklının karar tarihinden itibaren faiz isteyebileceği-
İcra takibine dayanak ilam menfi tespit ve alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık tek bir sözleşmeden kaynaklandığı, olumsuz tespit yani borçlu olmadığına yönelik talep ile alacak talebi birbiriyle bağlantılı olup sonuçları itibariyle birbirlerini etkileyeceğinden, ilamın alacak davasına ilişkin kısmının kesinleşmeden takibe konulamayacağı-
Şikayet konusu olmayan icra dosyasının iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu (HMK. mad. 297)-
İlamın, Yargıtay Dairesince bozulmasından sonra verilen ilam ile kıdem, ihbar ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine hükmedildiğinden, usul ekonomisi ilkesi de gözönünde bulundurularak şikayetin son verilen bu ilamın hüküm fıkrasına göre incelenip karara bağlanması gerekeceği-
"Alacak kalemlerinin net rakamlar üzerinden takibe konulmadığı", "kıdem tazminatı için, bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının üzerinde bir faiz talep edildiği" iddia edildiğinden, mahkemece; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması gerektiği-
Alacaklının para borcuna veya teminat verilmesine dair ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapmasının en başta İİK'nun 32. maddesi amir hükmüne aykırılık teşkil edeceği gibi, dürüstlük kuralı ile de bağdaşmayacağından hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, bu doğrultuda, ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı-
İtirazın iptaline ilişkin hükümle takibin devamına karar verilen alacak ve ilam ile hükmedilen vekalet ücreti ve fer'ilerinin, usul ekonomisi gereği ilamsız takip dosyası üzerinden takibe konulması gerektiği-
Mahkemece, gerekçe bölümünde alacaklı tarafından bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, borçlu tarafa fazladan yargılama gideri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilip, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı gerekçesi ile şikayetin kabulüne dair değerlendirilmeler yapıldığı, gerekçeli kararın sonuç bölümünde de şikayetin kabulüne karar verildiği, ancak, hüküm fıkrasına geçildiğinde, şikayetin reddi ile takibin devamına karar verilmek suretiyle, hüküm ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği-