Paylaşma davaları, paylı ve elbirliği mülkiyet hükümlerine tâbi mallarda paydaşlar ya da ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı ve taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğundan, tüm paydaşların ya da ortakların davada taraf olmalarının zorunlu olduğu–
Paylı mülkiyete tabi taşınmazla ilgili kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemli davanın tüm paydaşlarca birlikte açılması gerekeceği–
Bütünleyici parçanın, taşınmaz paydaşlarına değil de, üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde, bu kimseyi bütünleyici parça sahibi olarak davaya dahil etmenin ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmayacağı–
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında, bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan birinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesi ile mirasçılarının davaya katılımının sağlanması gerekeceği–
Paylaşma davalarında, dava konusu edilen taşınmazın aynen bölünmesinin mümkün olmadığının keşfen saptanması ve satışına karar verilmesi halinde, satış sonunda elde edilecek bedelin paydaşlara ya da ortaklara ne oranda dağıtılacağının hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekeceği–
Satış yoluyla paylaşılması istenilen taşınmaz üzerinde bina, ağaç ve saire gibi muhdesat (bütünleyici parça) bulunuyorsa ve bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin olarak tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat ana taşınmazın değerinde bir artış öngörüyorsa o takdirde oran kurulması ve satış parasının bu oran nazara alınarak dağıtılması gerekeceği– Buna karşın; taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın (bütünleyici parçanın) taşınmazın paydaşlarına değil de, üçüncü kişilere ait olması halinde bu kimsenin davaya dahil edilerek, ana satış bedelinden pay verilemeyeceği–
Bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkin davada, paydaşların yargılama giderleri ve vekalet ücretinden payları oranında sorumlu olduğu-
Paydaşlığın giderilmesi davası sonunda elde edilecek satış parasından, paydaş olmayan bir kişiye de pay verilemeyeceği-
Ortak mülkiyete tabi taşınmazlar bakımından geçerli bir kira sözleşmesinin oluşturulmasının pay ve paydaş çoğunluğuna bağlı olduğu, geçersiz olarak yapılan sözleşmelerin icazetle geçerli hale gelebilmesinin mümkün olduğu ve başlangıçtan beri sözleşme ilişkisini bildiği anlaşılan paydaşın sözleşmeye icazet verdiğinin kabul edilmesi gerekeceği, ancak söz konusu kira sözleşmesinin geçerlilik kazanması için taşınmaza ait paya elbirliği halinde malik olan paydaşların tamamının icazetinin gerekeceği–
Kural olarak ölü kişi hakkında dava açılamaz ise de, ortaklığın giderilmesi davalarının özelliği dikkate alınarak ölü paydaşın mirasçılarına karşı yargılamaya devam edilmesi gerekeceği–