Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar verilemeyeceği-
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde; bina, ağaç gibi muhtesatın bulunması halinde, MK. 684 uyarınca bunlar arzın ayrılmaz parçası sayıldığından, arzla birlikte satışına karar verilmesi gerekeceği, ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh bulunması veya tüm paydaşların bu konuda anlaşmış olmaları halinde, “değerlere göre oran kurularak, satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması” gerekeceği -
Tapu müdürlüğünün cevabi yazısında paylı mülkiyet durumunun varlığı görülmekte ise de davaya konu atölye vasıflı kat irtifakı tesis edi­len bağımsız bölümün hüküm verilmeden önce müstakilen davacı adına kayıtlı olduğundan paylı mülkiyete tabi ol­mayan taşınmaz için satış kararı verilemeyeceği-
Paydaşlığın giderilmesi davalarında vekalet ücretinden ortakların payları oranında sorumlu tutulmaları gerekeceği- Dava konusu edilen taşınmazların aynen bölünerek paylaştırılmalarının mümkün olmadığının bilirkişi raporları ile belirlenmesi üzerine, mahkemece taşınmazların satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilirken hüküm fıkrasında satışın ne şekilde yapılacağı ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağına hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken taşınmazlara satış aşamasında yeniden değer takdir edilebileceği göz önünde bulundurulmadan keşfen belirlenen değerler üzerinden satışına karar verilmesinin hatalı olcağı-
Ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanıp kesinleştikten sonra açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının hukuki yarar yokluğundan reddedilmesinin gerekeceği-
Kat Mülkiyeti Yasası'nın 10. maddesinin son fıkrasının yollama yaptığı 12. maddenin (c) bendi uyarınca söz konusu belgelerin tüm paydaşlarca imzalanması sağlanmalıdır. Söz konusu belgeler yontemin­ce hazırlattırılıp dosyaya sunulmadan kat mülkiyeti kurulması yoluyla ortaklığın gide­rilmesine karar verilemeyeceğine-
Satış yoluyla paylaşılması istenilen taşınmaz üzerinde bina, ağaç ve saire gibi muhdesat (bütünleyici parça) bulunuyorsa ve bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin olarak tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat ana taşınmazın değerinde bir artış öngörüyorsa o takdirde oran kurulması ve satış parasının bu oran nazara alınarak dağıtılması gerekeceği– Buna karşın; taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın (bütünleyici parçanın) taşınmazın paydaşlarına değil de, üçüncü kişilere ait olması halinde bu kimsenin davaya dahil edilerek, ana satış bedelinden pay verilemeyeceği–
«Müşterek mülkiyet» konusu taşınmazdaki borçlunun hissesinin doğrudan doğruya satılabileceği, İİK. 121 hükmünün bu durumda uygulanamayacağı—
Borçlunun miras bırakanından kalan payın haczedilmesi halinde, «ortaklığın giderilmesi davası» açma yetkisinin -İİK. 94, 121 ve MK. 648 uyarınca- sadece atanacak kayyıma ait olmadığı, alacaklının da -icra mahkemesinden yetki belgesi olarak- bu davayı açabileceği—