Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "şehir dışında" açıklaması ile yetinerek muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığından, anılan tebligatın usulsüz olduğu- Tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin “muhatap tevzi saatlerinde kapalı olduğu. Evrak mahalle muhtarına tebliğ edildi. Muhatabın kapısına 2 nolu haber kağıdı 28.5.2015 tarihinde yapıştırıldı. Komşusuna haber verildi. Komşu isim ve imzadan imtina etti” şerhiyle yapıldığının görüldüğü, tebligatta, muhatabın nerede olduğu tespit edilmediğinden, ayrıca bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından anılan tebligatın usulsüz olduğu-
Borçluya yapılan örnek 10 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; takip talebinde belirtilen “C.han Mah. 859. Sokak No:30/12 MAMAK/ANKARA” adresine çıkarılan tebligat, borçlunun adresten nakil almadan taşındığı, aynı adreste ikamet eden kişinin imzalı beyanından anlaşılarak bila tebliğ iade edilince, borçlunun “Mimar S. Mah. Ballı Baba Sokak 21/11 Pursaklar/Ankara” adresine tebligat çıkarıldığı, ancak bu adresten de nakil almadan taşındığı tespit edilerek tebliğ evrakının iade edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine, TK'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligat üzerindeki adres “C.han Mah. 859. Sokak No:30/12 MAMAK/ANKARA” olup, adreste ikamet eden kişi imzadan imtina ettiğinden TK'nun 21/2. maddesi gereğince haber kağıdı kapıya asılarak mahalle muhtarlığına bırakıldığı, TK'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılması istenen adresin, borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olmayıp, takip talebinde belirtilen bilinen adresi olduğu ve bu adrese çıkarılan tebligatın da daha önce bila tebliğ iade edildiği anlaşıldığından, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde, hakimin, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı araştırması gerektiği- Satış ilanı tebligatındaki imzanın inkâr edilmesi halinde, tebligat mazbatasındaki imzanın adı geçene ait olup olmadığı bakımından yöntemince imza incelemesi yaptırılması gerektiği-
Doğrudan T.K. 21/2. madde uyarınca yapılan tebliğin usulsüz olduğu- Tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği- Borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin tespitine karar verildikten sonra, borçlunun İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince itiraz ve şikayetlerini 5 günlük hak düşürücü süre içinde yapmış olması durumunda bu itiraz ve şikayetleri hakkında inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emri tebliğinin tebliğ mazbatasında tebligatın T.K. 21/2. maddesi gereğince yapılması gerektiğine dair bir kayıt bulunmadığı gibi, borçlunun bilinen adresine daha önceden çıkarılmış ve tebliğ edilemeden iade edilmiş bir tebligat bulunmadığı halde, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılarak ödeme emrinin tebliğ edilmesinin, tebliğ memurunun kendiliğinden TK'nun 21/2. maddesine göre işlem yapmasının kanuna aykırı olup anılan tebligatın usulsüz olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Tebligat mazbatası üzerine, tebliği çıkaran mercii tarafından, T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmemesine karşın, tebliğ memurunun, kendiliğinden T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebligatı çıkaran merci tarafından, tebliğ zarfı üzerine, Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesine uygun şerh verilmemesine karşın, adres hanesine yazılan "Mernis Adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğu- Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Haczedilmezlik şikayetinin, haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği- Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış ise, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin esas alınacağı- Tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sistemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından Teb. K. mad. 21/2.'ye göre tebliğ işlemi yapılamayacağı; kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak tebligat gönderilmesi, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh verilerek 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılması gerektiği- Alacaklı vekili tarafından, borçlu vekiline gayrimenkul satış ilanı tebliği de yapıldığı iddiası da dikkate alınarak bu tebliğ işleminin değerlendirilip, mahkemece öncelikle borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- Şikayete konu meskenin değerinin 185.000 TL olduğu, borçlunun haline uygun meskenin ise 180.000 TL'ye alınabileceği belirlendiğine göre, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile mahcuzun 180.000 TL altında satılmamasına karar verilmesi gerektiği-
"Yetkisiz icra dairesinde borca itiraz aşamasında" vekalet sunmak suretiyle borçlunun vekili olan avukatın yetkili icra dairesinde devam eden takipte ayrıca bir vekalatname sunmasının gerekli olmadığı-