Tebliğ evrakında, evrakın teslim edildiği muhtarın imzasının bulunması gerektiği- Borçlu tarafından bildirilen tarihe göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
"Tebligat çıkarılan adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılmasına" dair meşruhat bulunmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- İhalenin feshi isteminin, dava olmayıp "şikayet" niteliğinde olduğu, hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile şikayet reddedilmeyip doğru hasım davaya dahil edilip tebligat yapılmak suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekeceği- Borçlu tarafından açılan ihalenin feshi isteminin yasal hasmının alacaklı ve ihale alıcısı olduğu-
Borçluya yapılan örnek 7 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; "Muhatap tebliğ saatlerinde adreste bulunamadığından soruldu. İst olduğu beyan edildi. Sözlü beyan veren imzadan imtina etti. Tebligat Kınalıada mahallesi muhtarına teslim edildi. 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı. Muhataba haber verilmek üzere komşusu .......'a bilgi verildi.” açıklamasına yer verildiği, tebligatta, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği ve bu konuda bilgisine başvurulan kişinin sıfatının ve kimliğinin tebliğ mazbatasında tespit ve tevsik edilmediği anlaşıldığından, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, tebliğ tarihinin, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın haczini öğrendiği kabul edilen ortaklığın giderilmesi davasındaki dava dilekçesinin tebliği işlemi, gerek Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılmasının şartları oluşmadığından, gerekse, komşunun imzası alınmadığından ya da imzadan imtina ettiği hususu tebliğ mazbatasında tevsik edilmediğinden usulsüz olup, haczi öğrenme tarihine göre şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
Tebligat tarihi itibari ile şirketin ticaret sicilinde kayıtlı şirket temsilcisinin münferit olarak başka bir kişi olduğu ve dolayısıyla tebligat yapılan kişinin şirketi temsile yetkili olmadığından, tebligat işleminin Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine aykırı olmakla usulsüz olduğu, mahkemece öğrenme tarihinin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerekeceği-
Ödeme emri ve taşınmaz bilgisi evrakı tebligatlarının incelenmesinde, haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmadığı, haber bırakılan komşunun ismi şerh edilmeden, tebliğ tutanaklarında “komşusu imzadan imtina etmiştir” şeklinde şerh mevcut ise de, bu şerhin, yapılan tebligatları usulüne uygun hale getirmeyeceği, söz konusu tebligatların bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu-
Ödeme emrinin, "… gösterilen adreste yetkili ........... imzasına teslim edildi" şerhiyle tebliğ edildiği, tebligatın şeklen usule uygun olduğu anlaşılmış ise de borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebligatını alan kişinin, derneği temsile yetkili kişilerden olmadığını ileri sürdüğü, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçi borçluya, delillerini mahkemeye ibraz etmesi için imkan tanınması ayrıca tebliğ tarihi itibariyle muhatap yerine tebligatı alan kişinin, borçlu dernekte yetkili temsilci ya da yönetim kurulu üyeleri tarafından atanan ve onların yokluğunda tebliğ alabilecek konumda memur ya da görevli sıfatının olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Takip dosyası üzerinden menkul mallara konulan haczin kaldırılmasında dosya borçlusu olan şikayetçinin hukuki menfaati olduğundan şikayetin husumet yokluğu gerekçesi ile reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlı olduğu-