Satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı- 2 yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu- Muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşunun ve haber bırakılan komşunun ismi alınmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-Tebliğ memuru tanık olarak dinlense de tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru olduğundan ve tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlı olduğundan, tebliğ mazbatasında yazılı durumun aksinin ispat edilmiş sayılmayacağı- Taşınmaz satışlarında, hissedara gönderilen satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle ve kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden iki yıldan fazla süre geçtiği gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu takiple ilgili ödeme emri tebligatının borçlu şirketin Ula T. Köyünde bulunan şubesine tebliğe çıkartıldığı ve 30.11.2015 tarihinde T.K.nun 21/1 maddesi uyarınca tebligat yapıldığı görüldüğünden, öncelikle takip konusu alacağın borçlu şirketin şubesinin bir işleminden veya düzenlemesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerekeceği, şayet takibin dayanağı olan ilgili işlem şube tarafından yapılmışsa yapılan bu tebligatın geçerli olduğu, fakat takibin dayanağı olan işlem şirketin kendisi (Merkezi) tarafından yapılmışsa ve ticaret sicilinde şubeye yapılan tebligatın şirkete yapılmış sayılacağı kaydı bulunmuyorsa tebligatın geçerli olmasının şirket merkezine yapılmasına bağlı olduğu-
Yetkilinin veya tüzel kişinin, o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde, vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişinin mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmaması halinde, bu hususun tebliğ mazbatasında belirtilerek tebligatın diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılabileceği- Takibin borçlu tarafından bildirilen tarihten daha önce öğrenildiği yazılı belge ile ispat edilemediğinden şikayetin süresinde olduğu gözetilerek tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile  tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- İcra takip dosyasının incelenmesinde; takip talebi ve ödeme emrinde, takip konusu borcun dayanağı olarak gösterilen ve takip talebine eklenmiş olan sözleşmenin, borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında; takip dayanağı belge suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın yer almadığından ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun tüzel kişi olduğu örnek 7 ödeme emrinin konacık mah. Atatürk Bulvarı no:88 Bodrum/Muğla adresine 09.02.2016 tarihinde Tebligat Kanunu'un 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği ancak tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığının tespit edilmediği anlaşıldığından, örnek 7 ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığı tespit edilerek, ödeme emrinin borçlu şirkete ticaret sicil adresinde tebliğ edilip edilmediğinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takipte borçlu olarak gösterilen S. Elekronics İstanbul Liason Office'in, merkezi Güney Kore'de bulunan bir irtibat ofisi olduğunun ve irtibat bürosunun 17.03.2008'de kapatıldığının Ekonomi Bakanlığı'nın 29.05.2013 tarih ve 38023 sayılı yazısından anlaşıldığı, şikayetçi şirketin ise, ödeme emri tebligatının yapıldığı adreste faaliyet gösteren, Türkiye'de ticaret sicile kayıtlı bir şirket olduğunun, dosyada mevcut İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazıları ile sabit olduğu, bu durumda, şikayetçi şirket ile takip talebinde borçlu olarak gösterilen irtibat bürosunun aynı tüzel kişiliğe sahip olmadıkları, takibin şikayetçi hakkında başlatılmadığı anlaşıldığından, mahkemece takip ile ilgisi olmayan şikayetçi üçüncü kişinin ticaret sicil adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi üçüncü kişiye gönderilen maaş haciz müzekkeresinin tebliğ tarihi itibariyle şikayetçinin hukuki sorumluluğu başlayacağından, haciz müzekkeresi tebligatı usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, şikayetçinin, İİK'nun 356. maddesi gereğince sorumluluğunun doğup doğmayacağı sübuta erecek olduğundan şikayetçinin şikayette hukuki yararı bulunduğundan, mahkemece, haciz müzekkeresinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması sonuca etkili olmayacağından, şikayetçinin başvurusunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak kabulü gerektiği-Tebligat mazbatasında belirtildiği üzere, komşusunun sözlü beyanına göre dışarıda olduğu bildirilen borçlunun, tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği belli olmadığı gibi, beyanı alınan komşunun imzadan imtina edip etmediği hususunun da tevsik edilmediği, öte yandan haber bırakılan komşu isminin de tesbit edilmediği görüldüğünden yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligat olduğu- Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması sonuca etkili olmayacağından, şikayetçinin başvurusunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak kabulü gerektiği- Usulsüz tebligat şikayetinin, taraflar gelmese bile gereken karara bağlanması gerektiği- Tebligatta haber verilen komşunun ismi tesbit edilmeksizin tebliğ işleminin tamamlandığı görüldüğünden, tebligatın usulsüz olduğu- Usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine, borca ve faiz oranına itirazın ise düzeltilen tebliğ tarihine göre süresi içinde icra dairesine yapılması gerektiğine karar verilmesi gerektiği-
Borçluya yapılan örnek 8 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; adresin kapalı olması nedeniyle, “isim ve imzadan imtina eden site güvenlik görevlisinin” beyanına göre "borçlu çarşıya gittiğinden Atatürk Mahallesi Muhtarlığına teslim edildiği"nin ve yine "isim ve imzadan imtina eden site güvenlik görevlisine haber verildiği"nin belirtildiği, muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden site güvenlik görevlisinin isim ve imzadan imtina etmesi nedeniyle ad ve soyadının tespit edilemediği, bu durumda, yapılan tebliğ işleminin 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi gereğince usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Şirket merkezinin nakledilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının 3. şahıslar hakkında ticaret sicil gazetesinin yayım tarihinden sonra hüküm ifade etmesi gerekir ise de;  borçlu şirketin toplantısında alınan şirket merkezinin nakledilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının ortakları bağlayacağının kabulü gerektiği- Tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-