Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddianın mahkemede her türlü delille ispat edilebileceği, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan, dosya üzerinde yapılan inceleme ile karar verilemeyeceği-
Borçlunun icra mahkemesine, birleştirilen dosya için verdiği itiraz dilekçesinde, sair şikayet ve itirazları ile birlikte, ikametgahını da belirterek yetki itirazında bulunduğu halde; anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olmasının isabetsiz olduğu- Mahkemece; öncelikle birleşilen dosyadaki yetki itirazını çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi; yetki itirazı kabul edilirse de bu durumda sair şikayet ve itirazların incelenemeyeceği hususu gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Tebligat mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği tespit edilmediğinden, yapılan tebliğ işleminin uusulsüz olduğu (Teb. K. mad. 21/1, Teb. Yön. mad. 30)- Bu durumda, uyuşmazlığın "gecikmiş itiraz" (İİK. mad. 65) kurallarına göre değil, Teb. Kanunu'nun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerektiği- Borçlu vekilinin "gecikmiş itiraz" deyimini kullansa bile, mahkemece, borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğ işleminin TK'nun 21/1. maddesine uygun olup olmadığının araştırılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
Borçlu şirkete çıkarılan örnek 7 ödeme emrine ilişkin tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapılmış olup, borçlu şirketin adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmediği, adreste bulunmama nedeninin araştırılması hususunun, gerçek kişiler yönünden arandığı-
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmemesi durumunda, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapmasının kanuna aykırı olduğu-
Tebliği çıkaran mercice tebliğ zarfına "Mernis adresine, TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına" dair tebliğ evrakı üzerine usulünce düşülmüş bir şerh bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı- Mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine ve buna göre borçlunun süresinde olan itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlulara yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabul edilmesi halinde, Tebligat Kanunu mad. 32 uyarınca tebligat tarihinin (şikayet tarihinin değil), öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Tüzel kişilere tebligat usulüne aykırı olarak, borçlu şirketin yetkilisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin yapılan tebligatın usulsüz olduğu, mahkemece tebligatların usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği, bunun için, muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması gerektiği- Borçluya gönderilen satış ilanı tebligatlarının iade edilmesi üzerine, satış ilanının Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun "satış ilanının tebliğ tarihi" itibariyle, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunup bulunmadığı araştırılarak, satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının tespiti ile ihalenin feshi istemine dair bir karar verilmesi gerektiği-
Şikayet konusu tebliğ, takip dosyasında yer alan adres araştırmasına göre yapılmış olup her iki mernis adresi arasında uyumsuzluk olduğu, kaldı ki anılan tebliğ mazbatası üzerine "Adreste isim ve imzadan imtina eden şahıstan soruldu. Muhatap tanınmıyor/taşındı. Mahalle muhtarlığı kimlik paylaşım sisteminde muhatabın kaydı mevcut olup evrak mahalle muhtarlığına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırıldı. (6099 Sayılı kanunla değişen 21. madde) İsim ve imzadan imtina eden şahsa haber verildi.’ şerhi ile tebliğ yapıldığı, haliyle tebliğ memurunca, kanun ve yönetmelik hükümlerine uyulmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece, borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle tebliğ tarihinin anılan takibi öğrenme tarihi olarak beyan edilen tarihi olarak kabulü ve şikayetin süresinde yapılmış olduğu hususları dikkate alınarak, davanın esasına girilip karar verilmesi gerekeceği-