Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde, mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu, bu durumda; mahkemece; öncelikle bozma ilamı doğrultusunda tebligat tarihinin düzeltilmesine karar verilerek yetki itirazının incelenmesi gerektiği, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde ise borca itirazın incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket adresinde kapı numarası "16/5" olduğu halde, bila tebliğ iade edilen tebliğ evrakında, borçlu şirketin kapı numarası "16/15" olarak yazılı olduğu gibi, borçlu şirkete bilahare gönderilen ve Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince tebliğ edilen tebliğ evrakında kapı numarası doğru olarak yazılmakla birlikte, borçlu şirkete neyin tebliğ edildiği tebligat mazbatasında belirtilmemiş olup, anılan tebligat bu hali ile usulsuz olduğundan, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Şirket yetkilisine işçi sıfatıyla yapılan tebligatla ilgili olarak, borçlu şirket vekili, tebligattaki imzanın bu kişiye ait olmadığını iddia ettiğinden, mahkemece, imzanın aidiyeti yönünde bilirkişi raporu alınması gerektiği-
HMK. mad. 33 uyarınca, hukuki tavsif hakim tarafından yapılsa da, yapılan başvurunun "tebligat usulsüzlüğü" şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; hakim, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceğinden, takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Ödeme emrinin tebliğine ilişkin usulsüzlüğün mahkemece re’sen dikkate alınamayacağı-
Ödeme emri tebligatının borçlu şirketin şubesine tebliğ edilmiş olup, öncelikle takip konusu alacağın borçlu şirketin şubesinin bir işleminden veya düzenlemesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerekeceği, şayet takibin dayanağı olan ilgili işlem şube tarafından yapılmışsa, yapılan bu tebligatın geçerli olduğu, fakat takibin dayanağı olan işlem şirketin kendisi (Merkezi) tarafından yapılmışsa ve ticaret sicilinde şubeye yapılan tebligatın şirkete yapılmış sayılacağı kaydı bulunmuyorsa tebligatın geçerli olmasının şirket merkezine yapılmasına bağlı olduğu-
Borçluya H.Y.'a ilişkin örnek 10 ödeme emrinin; borçlunun "Tepe Üstü Mah. P.lı Sok. No:13/B-B Ü.iye/İstanbul" şeklindeki adresine gönderildiği, tebliğ memurunca; “Evrak üzerinde T.C. Kimlik numarası bulunmadığı için Mernis kayıtlarına bakılamadı. Gösterilen adreste çalışana sorulduğu, muhatabın tanınmadığı ve evrakın merciine iade edildiği” şerhi ile 14.05.2016 tarihinde bilâ tebliğ iade edildiği görülmektedir. Borçlu B.G.’na ilişkin örnek 10 ödeme emrinin ise anılan borçlunun "Fetih Mah. Hicazkar Sok. Bağkur Sitesi 10/A Blok D:31 Merkez/İstanbul" şeklindeki adresine gönderildiği, tebliğ memurunca; “Adrese gidildiği, muhatabın tanınmadığı” şerhi ile 16.05.2016 tarihinde bilâ tebliğ iade edildiğinin görüldüğü, dolayısıyla, borçluların, takip talebinde ve ödeme emrinde bilinen en son adreslerine, 7201 sayılı TK'nun 10/1. maddesi uyarınca ödeme emirlerinin normal yolla tebliğe gönderildiği, ancak ödeme emirlerinin bilâ tebliğ iade edilmesi nedeniyle, alacaklı tarafından, aynı Kanun'un 10/2. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılmasının istenmesi usul ve yasaya uygun olup, borçlulara, TK'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat çıkartılabilmesi için daha önce ödeme emirlerinin gönderildiği adreslerin, borçluların bilinen en son adresleri olması yeterli olup, mernis adresleri olma zorunluluğunun bulunmadığı-
Ödeme emri tebligatının incelenmesinde; “adreste kimse bulunmaması üzerine apartman görevlisine soruldu muhatabın dışarda olduğunu sözlü beyan etti erenköy muhtarlığına ..... haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı .... görevliye ... ” şerhiyle ödeme emrinin 30.11.2015 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, söz konusu tebligatta, borçlunun tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğinin usulünce belirlenmediği, araştırmanın yapıldığı ve ayrıca haber verildiği apartman görevlisinin ismi belirlenmediği gibi, imzasının da alınmadığı, imzadan imtina edilmiş ise bu hususun tesbit ve tevsik edilmediği görüldüğünden, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı olarak yapıldığı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 18.05.2016 olarak düzeltilmesine ve icra müdürlüğünün şikayete konu 18.05.2016 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı- Mazbata üzerine haricen TK. 21/2. yazılması halinde, tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı- Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gerektiği ve muhatabın, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise, en geç şikayet tarihinde usulsüz tebligatı öğrendiğinin kabulü gerektiği-
3. kişilere İİK.'nun 89/1 maddesi uyarınca çıkarılan haciz ihbarnamelerinin, muhatapların tanınmadığından bahisle bilâ tebliğ iade edildiği görüldüğünden, alacaklının, üçüncü kişilerin adrese dayalı kayıt sistemindeki adreslerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmasını istemesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece, şikayetin kabulü ile talebin reddine ilişkin memurluk kararının iptaline karar verilmesi gerekeceği-