Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde şikayet yoluna başvurulması gerektiği- Borçlunun en geç mal beyanında bulunduğu tarihte takipten ve tebligattan haberdar olduğu anlaşılmakla, bu tarihe göre borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, yasal yedi günlük süreden sonra olduğu ve mahkemece, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile takibe dayanak bononun kambiyo senedi vasfında olmadığına dair şikayete dayalı takibin iptali talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığından, anılan tebligatın usulsüz olup, borçlunun muttali olduğunu beyan ettiği tarihten önce tebligatı öğrendiğinin de yazılı delille ispatlanamadığı, o halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmek suretiyle sair itiraz ve şikayetleri yönünden karar verilmesi gerekeceği-
Davalının takip dayanağı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiği sabit olup bu durumda, süreler vekile tebliğ ile başlayacağından vekile icra emri tebliğinin zorunlu olduğu-
Mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süresinde olduğu gözetilmek suretiyle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunda değerlendirme yapılarak tebligatın usulsüz olması halinde borçlunun şikayet dilekçesinde usulsüz tebliğden haberdar olunduğu tarihe ilişkin bir beyanı bulunmadığından ve aksi yazılı delille kanıtlanamadığından TK.'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin dava tarihi olarak düzeltilmesine karar verildikten sonra borçlunun hacizlerin kaldırılması ve takibin iptali hakkındaki taleplerinin de esastan incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin ticaret sicilindeki eski adresine yapılan tebligat usulsüz olduğundan, mahkemece, borçlu şirketin asıl dava yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesinin gerekli olduğu, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksinin, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği, beyan edilen öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği-
Borçluya taşınmazı satışına ilişkin satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarihin, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih olarak kabulü gerektiği ve sadece tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshi yoluna gidilemeyeceği- Satış ilanının suretinin icra müdürlüğünden talep edildiği tarihin öğrenme tarihi olduğu-
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmemesi durumunda, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapmasının kanuna aykırı olduğu-
Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında uygulanacağı, yabancı uyruklu kişiler hakkında adrese dayalı kayıt sistemine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı- Yabancı uyruklu borçlunun ilamda yazılı adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasında (icra emri gönderilmesinde) yasaya aykırılık bulunmadığı-
Talimat üzerine alınan tebliğ memuru beyanında, bilgisine başvurulan kişinin muhatap ile ilgili olarak "işe veya şehir dışına gitmiş olabilirler" demesi üzerine, tebliğ şerhinin "muhatabın geçici olarak işe gittiği" yazılarak düzenlediğinin anlaşıldığı- B.sine başvurulan kişinin şehirdışına gitmiş olabileceğine ilişkin olarak verdiği kesin olmayan beyanı doğrultusunda yapılan tebligat, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği ve dönecekse ne zaman döneceği hususları kesin olarak saptanmaksızın yapıldığından, tebligatın usulsüz olduğu- Usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ve borçlunun ileri sürdüğü diğer şikayet ve itirazlarının incelenmesi gerektiği-