Belediye Kanunu uyarınca belediyeyi, belediye başkanını temsil ettiği, bu nedenle belediye hakkındaki ödeme emrinin bizzat belediye başkanına tebliğ edilmesi gerekeceği ancak tebliğ memurunca belediye başkanın veya ondan sonraki yetkili kişinin belediyede tebliğ sırasında bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra bu kişilerin burada o saatte bulunmadığı tespit edilerek tebliğ evrakının evrak memuru olarak görevli kişiye teslim edilebileceği–
Borçlunun (vekilinin) icra mahkemesine verdiği dilekçede “gecikmiş itirazdan” söz etmesinin sonuca etkili olmadığı, çünkü HMK’ nın 33. maddesi gereğince hukuki sebebi ve uygulanacak yasa maddesini belirlemenin hakimin görevine giren bir konu olduğu; ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğün gecikmiş itiraz nedeni olarak kabul edilemeyeceği, tebligatın usulsüz olarak yapılmış olduğu sonucuna varılması halinde Tebligat Kanunun 32. maddesi çerçevesinde tebliğ tarihinin düzeltilmesiyle yetinileceği-
Tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin maddi vakalara dayandırılmış olması halinde mahkemece duruşma açılarak taraf teşkili sağlanarak ve tarafların delilleri de toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Usulsüz tebliğ halinde borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin esas olacağı, bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile kanıtlanabileceği–
Borçlunun nerede olduğu tespit edilmeden borçlunun işyerinde borçlunun memur ve müstahdem sıfatını taşımayan amcasına yapılan tebligatın usulsüz olacağı–
Taşınır satışlarında, satış ilanlarının taraflara tebliğine gerek yok ise de, icra müdürlüğünce “satış ilanının borçluya tebliğine” karar verilmiş olması halinde, adı geçene satış ilanı tebliğ edilmeden yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünce borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine ‘takibin durdurulmasına’ karar verilmiş olması halinde borçlu (vekili) tarafından ‘tebligatın usulsüzlüğü’ ileri sürülerek icra mahkemesine yapılacak şikayetin ‘hukuki yarar’ yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekeceği–