Tebligat Kanununda ‘adreste tebligat esası kabul edildiğinden tebligatın, tebliğ yapılacak gerçek veya tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılması gerçeği, ‘adres’ten kast edenin, bir kimsenin oturduğu veya çalıştığı yer olduğu bu nedenle ‘adres’ niteliğinde bulunmayan yerlere örneğin inşaat halindeki binalara tebligat yapılamayacağı–
Borçluya yapılan tebligatta ‘muhatabın tebliği sırasında o yerde bulunmadığına’ dair bir kayıt yer almaması halinde, yapılan tebligatın usulsüz olacağı–
Tebligatın usulsüz olarak yapılması halinde tebliğ işleminin mutlaka batıl olmayıp, tebliğ işleminin muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacağı–
Tebligat Kanununun 35/I maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, muhataba daha önce aynı adreste usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasının zorunlu olduğu–
Tebligatın usulüne aykırı yapılmış olması halinde muhatabın tebligattan haberdar olmuş olması halinde, tebligatın muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı–
Tebligatın usulsüzlüğü ve tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile ilgili başvuruların ancak tebligatın muhatabınca ileri sürülebileceği–
Tebliğ memuru tarafından ‘muhatabın adreste bulunmama nedeni’ araştırılmamış olduğundan yapılan tebligat işleminin Tebligat Kanununun 21. maddesine uygun sayılmayacağı–
Muhatabın ‘adreste bulunmama nedeni’ sorulmuş ise de bu husus belirlenemediği gibi, tevziat saatinden sonra ‘muhatabın o adrese gelip gelmeyeceği’ de açıklanmamış olduğundan yapılan tebligat işleminin geçerli olmayacağı–