Davalının tacir olup, basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğu, kendisi ile ilgili sicile adres değişikliğini bildirmekle mükellef olduğu-
Adres yetersizliği nedeniyle iade edilen ödeme emri tebliğ zarfında yazılı adreste numara mevcut olmadığı halde, ticaret odasının bildirdiği adreste numaranın bulunduğu anlaşıldığından, öncelikle bildirilen sicil adresine ödeme emrinin gönderilmesi, evrakın tebliğ edilmeksizin iadesi halinde ancak, Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılması gerektiği- İlk tebligatın adres yetersizliği nedeniyle iade edilmesi üzerine, ticaret sicili adresine doğrudan 35/4.madde gereğince tebligat çıkarılması halinde, yapılan tebliğ işleminin usulsüz olacağı- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligatın geçerli sayılacağı ve bu durumda, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksinin ise karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
Davalının sistemde kayıtlı "yerleşim yeri adresine" ilişkin beyanın, davacı tarafından yapılmış olabileceği, bu husus da dikkate alındığında, dava dilekçesinde “… üç hafta kadar önce evi terk ettiği" açıkça ifade edilen davalıya, aynı zamanda davacının da yerleşim yeri adresi olan adreste Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli ve usulüne uygun olmadığı-
Muhatabın adres kayıt sistemindeki gösterilen adresine, o adreste hiç oturmamış veya sürekli ayrılmış olsa da yapılan tebligatın geçerli olmadığı-
Ödeme emri tebligatının üzerine menıis adresi şerhi verilerek çıkarıldığı, dağıtıcı tarafından, mazbataya muhtarın imzasının alınmadığı, dağıtıcının isminin ve soyisminin yazılmadığı, şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2.'ncı maddesi göz ardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartlan oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu bu nedenle mahkemece TK.'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarih olarak düzeltilmesi gerektiği- Takip talebinde borçlu ve alacaklı olarak gösterilen kimselerin o takipte gerçekten alacaklı ve borçlu sıfatına haiz olması gerekeceği-
İhalenin feshinin ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebileceği- Şikayetçi ipotek alacaklısı adına çıkartılan satış ilanı “daimi çalışana” tebliğ edilmiş olup adı geçen şahıs, tasfiye halinde bulunan şikayetçi şirketin tasfiye memuru olduğundan ve aynı zamanda ihalenin feshi davasının açılması için vekaletname veren kişi olduğundan satış ilanı tebligatının usulüne uygun olduğu-
Borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Satış ilanı tebligatının şikayetçiye, tebligat zarfı üzerine  kalemle ''Tebligat Kanunun 21.maddesi'' şerhi verilerek çıkarıldığı, bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu ve TK.'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılması gerektiğine ilişkin şerhin yazılmamış olduğu, dağıtıcı tarafından "gösterilen adreste hane kapalı isimden imtina eden güvenlik, muhatabı tanımadığını burada böyle birinin oturmadığını sözlü beyan edip imzadan imtina etmiştir ancak merci adresin AKS olduğunu belirtmiştir. İlgili 6099 Sayılı Kanunun 5.bendi gereğince evrak ilgili mahalle muhtarına tebliğ edildi. Muhatabın kapısına 2 nolu haber kağıdı asıldı'' şerhi verilerek tebliğ işleminin tamamlandığı, takip talebinde ve şikayet dilekçesi ekindeki vekaletnamede de aynı adresin yazılı olduğu, daha önce bu adrese çıkarılan  tebligatın bila tebliğ döndüğüne ilişkin bir tebligat parçasına rastlanmadığı, şikayetçiye çıkarılan satış ilanı tebligatının bu haliyle TK.'nun 10/2.maddesine ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2.maddesine aykırı olduğu ve bu haliyle TK.'nun 21/2.maddesine uygun bir tebligatın bulunmadığı- Muhatabın tevziat saatlerinden sonra adrese döneceği  TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesi gereğince araştırılmadığından ve tebligatın muhtara teslim edildiğinin muhataba haber verilmek üzere komşuya yöneticiye veya  kapıcıya bildirilmediği anlaşıldığından, tebligatın TK.'nun 21/1, 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve  35/1-f maddelerine göre usulsüz olduğu-
Sıra cetvelinin şikayetçi vekiline tebliği ile ilgili tebliğ belgesinde, muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği, tebligatın yapıldığı şahsın Tebligat Kanunu'nun 17 ve Yönetmeliğin 26. maddesindeki şahıslardan biri olup olmadığı hususlarında bir açıklamaya yer verilmediği veTebligat Kanunu'nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklamaya da tebliğ belgesinde yer verilmediği anlaşıldığından, mahkemece, sıra cetvelinin şikayetçi vekiline tebliğinin usulsüz olduğu ve şikayetin beyan edilen tarihe göre yasal süresinde yapılmış olduğunun kabulü gerekeceği-
Merkezi Adres Kayıt Sistemindeki adresleri Dietzenbach/Almanya olarak gösterildiği halde davalılara dava dilekçesi ve duruşma gününü içeren davetiyenin evlenme beyannamesindeki adreslerine, Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebligat yapılması usulsüz olup, sonuç doğurmayacağı-
Vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı-