Şikayetçi hissedarın tapu sicilinde yazılı adresine çıkarılan tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine, daha önce bu adreste adı geçene usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Usule aykırı tebliğin hükmü 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği-
7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesine göre tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, tebliğ tarihinin şikayet tarihi olarak düzeltilerek borçlunun imzaya,borca,faize itirazlarının incelenmesi gerekeceği-
2 nolu haber kağıdı muhatabın adres kayıt sistemindeki adresinin kapısına yapıştırılmadığından tebligat usulsüz olup, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, tebligatın usulüne uygun olmadığının anlaşılması halinde, tebliğ tarihi Tebligat Kanunu'nun hükmü uyarınca düzeltilerek, düzeltilen bu tarihe göre, itirazın süresinde olduğu tespit edilirse işin esasına girilerek borçlunun yetkiye yönelik itirazı hakkında karar verilmesi; ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu belirlendiği takdirde ise itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun mernis adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan Örnek 6 icra emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemleri usulsüz olduğu, bu hususun ihalenin feshi sebebi oluşturacağı-
7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, mahkemece, şikayetçi borçlunun tebliğden haberdar olduğu tarih tespit edilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebliğ mazbatasında komşunun isim ve imzadan imtina etmiş olduğunun şerhedilmesinin tebligatı geçerli hale getirmeyeceği ve şikayetçiye usulüne göre tebligat yapılamadığından, bu hususun ihalenin feshi sebebi oluşturacağı-
İcra Mahkemesinin ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamayacağı-
Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesinde, tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekeceği-