İcra Mahkemesinin ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamayacağı-
Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesinde, tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekeceği-
Alacaklının şikayeti, ödeme emri tebliğ işlemine yönelik olup, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye ve karşı tarafa (borçluya ) delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınması gerekeceği-İcra müdürlüğüne yasada tanınan taktir hakkı sınırlı olduğundan Tebligat Kanunun 35. maddesine göre borçluya tebligat çıkarılması talebini icra müdürünün reddetme yetkisinin bulunmadığının kabulünün gerekeceği-
Borçlu adına ödeme emri tebligatının işyeri adresine çıkartıldığı ve aynı adreste çalışana tebliğ edildiği görülmüş ve tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de; tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olan bu tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüz sayılacağından, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği-
Şikayetçi borçlunun ikametgah ve işyeri adreslerinin borçlu şirketin adresinden farklı olduğu anlaşıldığından tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu gibi, tebligat evrakında muhtarın kaşesi altında imzasının bulunmaması nedeniyle de tebliğ işlemi yasaya aykırı şekilde yapıldığından, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihinin usulsüz tebligata muttali olunan tarihe göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılıp muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Borçluya yapılan örnek 10 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatta muhatabın adreste bulunmama sebebi, tevziat saatlerinde dönüp dönmeyeceği belirtilmemiş, ayrıca kapıcının imzası alınmadan ve imzadan imtina ettiği şerhi yazılmadan tebliğ işlemi yapılmış olduğundan, tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece şikayetin kabulü ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı,muhatap o adreste hiç oturmamış ya da adresten ayrılmış dahi olsa tebligat iade edilmeyip, 21/2. madde gereğince işlem yapılacağı ve tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu tebliğ evrakında belirtmesi gerekeceği-
Kiralananın tahliyesi nedeniyle şirkete açılan davada tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya bizzat o evrakı alamayacak durumda olmaları halinde tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerine yapılması gerektiği-