Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunması ve icra takibi sonuna kadar haklarında birlikte takip yapılması gerektiğinden asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararının, ipotek veren üçüncü kişi yönünden de sonuç doğuracağı- İcra takibinin sadece ipotek veren aleyhinde devam edilerek ipotek konusu taşınmazın satışının gerçekleştirilemeyeceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde ipotek veren üçüncü kişi ise asıl borçlu ile üçüncü kişi arasında İİK'nın 149 ve 149/b maddesi hükümleri gereğince şekli bakımdan zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu-
Alacak İİK'nun 206. maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olup, tedbir kararının istisnası kapsamında kaldığından, alacaklının İİK'nun 179/(b)-son maddesi gereği takip yapma ve takibe devam etme olanağnını mevcut olduğu, bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabul edilerek şikayetin reddi yönünde yeniden hüküm kurulması gerekeceği-
Takibe dayanak ticaret mahkemesi kararının incelenmesinde finansal kiralamadan kaynaklanan teslim ve iadeye ilişkin olduğu, masraf ve vekalet ücreti kararın fer'ileri olup takipte infaz yöntemleri ayrı olduğu nedenle usulüne uygun olarak masraf ve vekalet ücreti için örnek no 4-5 icra emri, teslim ve iade için ise taşınır teslimine ilişkin örnek no 2 icra emrinin çıkartılmasının iki ayrı takip gibi değerlendirilemeyeceği tespit edilmekle; iki ayrı değerlendirme yapılarak vekalet ve masrafa ilişkin olarak başvurunun kesinlikten reddine karar verilmesi ve yine "hem esastan hem usulden reddine" şeklinde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Takibe dayanak yerel mahkeme kararıyla 20/03/2014 tarihinden itibaren adı geçen şirket hakkında iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine ve daha önce verilen tedbirin devamına karar verildiği ve 1 yıllık sürenin 20/03/2015 tarihinde dolduğu görülmüş ise de bahsi geçen mahkeme kararının bozulup bozulmadığı, tedbirin devam edip etmediği ya da tedbir kararının uzatılıp uzatılmadığı sorulup araştırılmaksızın eksik inceleme ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İflas erteleme tedbiri alındığı tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde borca batıktan kurtulamayan şirket hakkında mahkemece her zaman iflas kararı verebileceği-
Mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve özellikle iflas erteleme tedbirlerinin alındığı tarihinden itibaren 5 yıl geçmiş olmasına rağmen borca batıklığı devam eden şirketin, mahkemece her zaman iflas kararı verilebileceğine dair dosya elde olmasa dahi karar verilebileceğinden karar düzeltme isteminin red edilmesi gerektiği-
Olağanüstü hal ilanından önce açılan davalarda erteleme talep eden şirketin mali durumunda iyileşme gözlenmesi halinde en nihayet İİK. mad. 179/b-5 'de belirlenen süre sonuna kadar dosyanın elde tutulması, bu süre sonunda iyileşme olmaması halinde iflas kararı, şirketin borca batıklıktan çıkması halinde ise red kararı verilmesi gerektiği- Yargılama sırasında şirketin iyileşme ümidinin olmadığının anlaşılması, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmaması ve benzeri durumlarda iflas kararı verilebileceği-
Borçlu vekilinin başvurusu ile icra müdürlüğünce tedbir kararı dikkate alınarak icra takiplerinin durdurulmasına karar verildiği görülmekle, mahkemece, tedbir kararı gereğince icra müdürlüğünce takip durdurulmuş olup, borçlu şirketin, icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu-
İlk ara kararın halen ayakta olduğu anlaşılmakla borçlu şirket yönünden satış mümkün olmadığından bu durumda zorunlu takip arkadaşı olan ipotek verenler yönünden de ipotek verenlerin maliki olduğu taşınmazların satışının mümkün olmadığı- Asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği (İİK. mad. 149)- Asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle ipotekli taşınmaz malikleri yönünden sonuç doğurmayacağının kabul edilemeyeceği- İpotekli taşınmazın malikleri hakkında verilmiş iflas erteleme veya ihtiyati tedbir kararı bulunmasa da, takip, asıl borçlu şirketin borçlarından dolayı ve söz konusu şirket lehine verilen ipoteğe dayalı olarak başlatıldığından, iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir ve daha sonra verilen iflasın ertelenmesi kararları kapsamında İİK. mad. 179/b gereğince, ipotek konusu taşınmazların satışı gerçekleştirilemeyeceği-
Davalılar "asıl borçlu şirketin iflasın ertelenmesi davası açtığını, bu dosyada verilen ihtiyati tedbir kararı gereği" tasarrufun iptali davası açılamayacağını" ileri sürmüşse de, kredilere kefil davalı-borçlu şirketin, intifa hakkının saklı tutularak taşınmazını davalı üçüncü kişiye devrine ilişkin tasarrufun davacı banka açısından alacakları ile sınırlı olmak üzere iptaline, davacıya İİK 283 uyarınca taşınmaz üzerinde takip hakkı tanınmasına karar verilmesi gerektiği-