Borçlu hakkında verilmiş tedbir kararı nedeniyle takiplerin durdurulmasına karar verildiğinden, icra müdürlüğünce söz konusu teminat mektubunun tedbir kararından sonra alacaklıya ödenemeyeceği-
İhtiyati haczin icra takip işlemi olmadığı, ihtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması/iptali yönünde verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği, ihtiyati tedbir kararında, tedbirin açıkça (şikayetçi borçluya karşı yapılan) ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediğine göre geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak hacizler konulmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
İflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce başlamış takiplerin de duracağı-
İhtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği- İhtiyati haciz kararı bir kez infaz edilmekle son bulmayıp, ihtiyati haciz kararının verildiği alacak miktarını karşılayıncaya kadar infaz işlemine devam edileceği-
Projenin ciddi ve inandırıcılığının, öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmesi, diğer proje unsurları için de bilimsel verilerle değerlendirilme yapılması gerektiği- Borca batıklığın tespiti noktasında yapılan marka değerlemesinin, dava tarihi ile karar tarihi arasındaki süreçte alınan kayyım raporlarına göre çalışan sayısının sürekli biçimde azaldığı ve mağazaların kapatıldığı anlaşıldığından, gerek iflas erteleme ile alıcılar ve iş çevresinde oluşan daralma ve gerek işletmedeki küçülmenin marka değerinde ortaya çıkartacağı kötüleşme dikkate alınarak yapılması gerektiği- Ortaklara aktarılan paranın tutarı hakkında yeterli araştırma ve inceleme yapılmaması ve ortaklardan tahsili gerektiği vurgulanan paranın kaynağı ve tahsil kabiliyeti üzerinde durulmamasının hatalı olduğu- İflasın ertelenmesine bir yıl için karar verildikten sonra, şartların bulunması halinde erteleme halinin dört yılı geçmemek üzere uzatılmasına karar verilebilirse de, projenin en başından dört yıl için hazırlanmasının inandırıcı olmadığı- Davacı şirketler ticari ilişki içinde olup, birbirlerinden olan alacakları için ertelemenin sonuçları değerlendirilmişse de, bu iki şirketin diğer alacaklılarının durumu için bir değerlendirme de yapılmamasının hatalı olduğu- İşyeri kirası, enerji maliyetleri, işçi ücretleri ve finansal kiralama taksitleri gibi borçların 'işletme gideri' niteliğinde olduğu, bunların tam ve zamanında ödenmesini içermeyen iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olduğunu söylenemeyeceği, bunların takibinin tedbiren durdurulmasının mümkün olmadığı, takip yasağının işletme gideri niteliğinde olmayan alacaklarla sınırlı olduğu-
Tedbir kararından sonra doğmuş kira alacakları hakkında iflas erteleme kararı tarihine kadar takip yapılmasına engel bir durum yok ise de, iflas erteleme kararından sonra İİK'nun 179/b maddesinin uygulanmasının zorunlu olacağı-
Açılan iflas erteleme davasında verilen tedbir kararından sonra şirket hakkında icra takibine başlandığı, borçlunun talebi üzerine icra müdürlüğü tarafından iflas erteleme davasında verilen tedbir nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, borçlu icra mahkemesine başvurarak takibin durdurulması değil; takibin iptali isteminde bulunduğu, bu istemin tedbir kararı sebebiyle reddi gerekeceği-
İflasın ertelemesine ya da uzatılmasına ilişkin karar şekli anlamda kesinleşmeden erteleme süresinin bir kez daha uzatılmasına karar verilemeyeceği-
İflâsın ertelenmesi talebi hakkında verilen hükmün tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde temyiz edilmesi gerektiği- Sadece faaliyetine devam ederek borca batıklıktan kurtulacağını ileri sürmüş olan borca batık şirketin, bilirkişi raporlarına göre işletme sermayesi bulunmadığından, ve varlıkların borçları karşılama oranının % 34 seviyesinde olduğu ve fakat projenin incelenmesinde herhangi bir kaynak sağlanmasından da söz edilmediği anlaşıldığından, belirtilen borca batıklık oranı (~ %65) çok yüksek olup, sadece iflasın ertelenmesi konusunda İİK. 179/b'de öngörülen tedbirlerle erteleme istenmeyeceğinin de Yargıtay’ın yerleşik uygulaması olduğu dikkate alındığında, projenin ciddi ve inandırıcı olduğundan da söz edilemeyeceği, bilirkişiler iyileştirme projesinin sunulmasını yeterli görmüşler ise de projenin, bu borca batıklık oranı için somut, uygulanabilir, ciddi ve inandırıcı olduğu noktasında yeterli değerlendirme yapılmamış olduğundan, ek bir bilirkişi raporu alınarak, müşteri kapasitesinin arttırılması, bölgedeki emsal tesislerin durumu, rekabet şartları, yüksek fiyatlandırma imkanının sınırları gibi hususların değerlendirilmesinden sonra karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesi hakiminin, tedbir kararının içeriği ile bağlı olduğu, asliye hukuk mahkemesinin verdiği tedbir kararını yorumlayamayacağı, yapılan ve yapılacak icra takiplerinin durdurulmasına yönelik asliye hukuk mahkemesince verilen tedbir kararının, borçlu şirket hakkında icra takibi başlatılmasına engel olmayacağı-