Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği tedbir kararının takibin iptaline değil durdurulmasına yönelik olduğu göz önüne alınarak istemin reddine karar vermesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İflasın ertelenmesi davasında şirketler hakkında verilen tedbir kararının borçlu ortaklar hakkında hüküm ifade etmeyeceğinden, avalist şirket ortaklarının borçlarından dolayı hisselerine konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı-
İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararında, tedbirin açıkça “ihtiyati hacizleri de kapsayacağı” belirtilmediğine göre, geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak haciz uygulanmasında yasaya aykırılığın olmadığı-
Alacakların haczine ilişkin haciz müzekkerelerinin tedbir kararından önce düzenlendiği, dolayısıyla haciz tarihinin de tedbir tarihinden önce olduğu ve tedbir kararına istinaden takibin durdurulduğu anlaşıldığından, mahkemece istemin reddinin gerekeceği-
İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, bunların kararın dayandığı sebepler, teminat ve mahkeme yetkisi olarak belirtildiği, İİK'nın 265. maddesinde sayılan nedenlere dayanmayan ve özellikle iflas ertelenmesi dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının ihtiyati haciz istenmesine engel olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı-
İflasın ertelenmesi dava nedeniyle verilen tedbir kararı üzerine, borçlu aleyhine takip yapılamayacağı-
İİK'nun 179/b maddesi uyarınca; iflasın ertelenmesine karar verilmesi üzerine, borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce başlamış takiplerin duracağı; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetlerin işlemeyeceği- İflasın ertelenmesine dair verilen kararın bozulmasından sonra karar düzeltme isteminin reddi tarihi itibariyle bozma kararının kesinleştiği ve bu haliyle borçlu şirketin iflasın ertelenmesi kararı ile başlayan zamanaşımı süresinin durmasının bu kararın kesinleşme tarihinde sona ermeceği, bozma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 6 aylık sürede alacaklı tarafından takibin devamını sağlayıcı nitelikte bir işlem yapılmadığından altı aylık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle borçlunun isteminin kabulü ile İİK'nun 71/2. ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması gerekeceği ve bu nedenle zamanaşımı süresinin, 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıl olacağı- İflasın ertlenmesine dair verilen kararın bozulması ve bu kararının kesinleştiği tarihten itibaren alacaklı tarafından takibin devamına ilişkin süresinde zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığından altı aylık zamanaşımı dolması nedeniyle borçlunun isteminin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği-