Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin eşine ve eşinin kızına başka erkeklerle birlikte olduklarının ve iki kişi ile yakaladığı yönünde namus ve haysiyetlerine yönelik söylemlerde bulunduğu ortak konuttan kovduğunun, davalı kadının ise kızı ile birlikte eşine fiziksel şiddet uyguladığının anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu- Boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, kadının boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacağı, Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşullarının kadın yararına oluştuğu-
Avukat stajyerinin, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesinde sayılan daimi çalışan veya müstahdem sıfatını taşımadığı- Gerekçeli kararın "çalışan" sıfatıyla stajyer avukata tebliğinin geçersiz olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi addolunacağı (Teb. K. mad. 32)- HMK mad. 255 uyarınca aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça, tanıkların gerçeği söylediğinin kabul edileceği; akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı- Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması ve ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunması gerektiği- Evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanındığı-
2. HD. 07.02.2019 T. E: 2018/7220, K: 757-
2. HD. 07.02.2019 T. E: 2018/7259, K: 754-
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin bağımsız konut temin etmediğinin, eşini baba evine bıraktığı ve geri almadığının, bu süre içinde eşine maddi ve manevi destekte bulunmadığının, eşine şiddet uyguladığının, aşağılayıcı tavırlar sergilediğinin, davalı-karşı davacı kadının ise eşine hakaret ettiğinin anlaşıldığı, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte davacı-karşı davalı erkeğin daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu olduğundan, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan, davalı-davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olduğu- Mahkemece davalı-karşı davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; dosya arasında bulunan tapu kayıtlarından kadının tarla vasıflı taşınmazlarının olduğunun anlaşıldığı, kadına ait tapu kaydında bulunan taşınmazların değerinin belirlenmesi, varsa getirdiği gelirin hesaplanması ve kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı belirlendikten sonra erkeğin ekonomik, sosyal durumu da göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekeceği-
2. HD. 05.02.2019 T. E: 2018/8196, K: 590-
Davalı-karşı davacı kadın tarafından, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulünce ileri sürülmeyen ve dayanılmayan, erkek tarafından sokağa atıldığına ilişkin vakıanın, davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, mahkemece, sokağa atma eylemi dışında kalan ve davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen ve dosya kapsamına göre gerçekleştiği sabit olan diğer kusurlu davranışlara göre de, davacı-karşı davalı erkeğin, davalı- karşı davacı kadına nazaran fazla kusurlu olduğunun anlaşıldığı-
Davalı kadının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 127, 128, 129. maddeleri gereğince davaya süresinde cevap vermediğinin, bu sebeple erkek için kusur oluşturabilecek yeni bir vakıayı ileri süremeyeceğinin, bu durumda erkeğe başka bir kadınla ilişki kurduğuna yönelik vakıanın kusur olarak yüklenemeyeceğinin ancak dosya kapsamından TMK 166/son. maddesine dayalı boşanma davasına konu reddedilerek kesinleşen boşanma davasında kanıtlanan ve mahkemece de bu dava için kusur kabul edilen diğer vakıalardan dolayı davacı erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı- Davalı kadının, cevap süresinden sonra verdiği dilekçesinde yer alan maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminat verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
8. HD. 05.02.2019 T. E: 2016/21959, K: 1018-
Tüm dosya kapsamından, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen erkeğe yüklenen kusurlu davranışlarının yanında erkeğin birlikte yaşamaktan kaçındığı, ayrı bir ev temin etmediği, eşinin çocuğunu doğurmasını da istemediği boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun anlaşıldığı- Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşullarının oluştuğu-