Davalı akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmış kendisine vasi atanmış; davalının davranışları iradi olmadığından kusurundan söz edilemeyeceği; akıl hastalığına (TMK.md.165) dayalı bir dava da bulunmadığından Türk Medeni Kanununun 166.maddesine dayalı olarak açılan davanın reddi gerekeceği-
Kadın 27.09.2007 tarihinde açtığı boşanma davasından 19.09.2008 tarihinde feragat etmiş olduğundan, feragatten önceki olaylar nedeniyle kocaya kusur izafe edilemeyeceği- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174)- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata karar verilmesinin gerektiği- 
Davalı kocanın eşine şiddet uyguladığı eşinin ailesine hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup (TMK. md. 166/1) gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya karar verilmesi gerekirken ortak hayatın yeniden kurulma olasılığı da bulunmadığı halde ayrılığa hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davalı-davacının kocasının hastalığı ile ilgilenmediği, birlikte yaşamaktan kaçındığı, kocasına hakaret ettiği bunun karşısında kocanın dava açmakta haklı olduğu-
Davacı-karşılık davalının, iş yerine giderek başkalarının yanında kocasına hakaret ettiği, davalı-karşılık davacının da güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu-
Terk sebebine dayalı bir boşanma davasının bulunmadığı, dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmının TMK.'nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğundan davanın reddi gerektiği-
Affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olaylar nedeniyle davacı-davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi gerekeceği-