Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi gerekeceği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma isteğinin reddi gerekeceği-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden, boşanma isteğinin reddi gerekeceği-
Boşanmada maddi ve manevi tazminat hesaplanırken tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatin dikkate alınması gerekeceği- Yoksulluk nafakası istemi hakkında karar verilmesi gerektiği-
Davacı-davalı kadının etrafta eşinden sürekli şikayet ettiği tartışma çıkarıp sık sık evi terk ettiği, buna karşılık davalı-davacı kocanın ise eşine şiddet uyguladığı, eşini istemediğini söyleyerek kadının kardeşine "..al git bu salağı" diyerek hakaret edip evden kovduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kocanın daha ziyade kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğunun kabulü gerekeceği- Ziynet istemiyle ilgili nispi peşin harcı tamamlaması için davacı-davalıya süre verildiği (Harçlar Kanunu 30-32) takdirde bu istemle ilgili delillere göre istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Fiili ayrılığın TMK. 166/son maddesindeki diğer koşullarla birlikte gerçekleşmediği sürece tek başına boşanma sebebi olmayacağı- Tanık beyanlarının evlilik birliğinin temelden sarsılmasında kabule elverişli olmayan, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu-
Boşanmaya yol açan olaylarda; davacı-davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, buna karşılık davalı-davacı kocanın ise eşine fiziksel şiddet uygulayıp, hakaret ettiği, böylece taraflardan birinin kusurunu diğerinden üstün tutmanın mümkün olmadığı, tarafların eşit kusurlu olduğu-
Taraflar arasındaki boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan olayların akışı karşısında davacı-davalı koca da dava açmakta haklı olup, davacı-davalı kocanın boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin gerekeceği-