Davalı-karşılık davacının (koca); evlilik birliğine ilişkin ödevlerini yerine getirmediği, eşine "pislik kadın.... terbiyesiz" şeklinde sözler sarfederek hakaret ettiği ve "istemediğini" söyleyip onu kovduğu; davacı-karşılık davalının (kadın) da eşine ve eşinin yakınlarına hakaret ettiği, koca, ağır kusurlu olduğundan TMK.mad.174/1-2 gereği maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Tanıklarının sözlerinin TMK'nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu- Birleşen bağımsız tedbir davasının TMK.mad.197'deki şartları oluşmasına rağmen davanın reddinin isabetsiz olduğu-
Davalı-davacı kadının kocasına sürekli "önce konuşmasını öğren" diyerek eliyle ittiği, ziyaret için ailesi yanına gidip dönmediği, barıştırmak için gelen tanıklara kocasını sevmediğini, istemediğini söyleyerek hakaretler ettiği, kayınpederine de ağır hakarette bulunduğu anlaşıldığı, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Davacı-karşılık davalı kocanın davalı-karşılık davacı kadını kardeşi ve onun eşi ile birlikte oturmaya zorladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan kadının boşanma davasının kabulünün gerektiği-
Evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsıldığının anlaşılması halinde boşanma kararı verilmelidir; yoksa inandırıcı olmayan yetersiz tanık beyanlarına istinat edilerek boşanma kararı verilemeyeceği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılmasında sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddinin gerektiği-
Davalının eşini evden kovduğu birlikte yaşamaktan kaçındığı, yakınlarıyla görüşmesini engellediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğunun kabulü gerekeceği- Harcı yatırılan ziynet ve eşya alacağına yönelik talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir kararın verilmesi gerektiği-
Boşanma davalarında karşı tarafın kabulünün hukuki sonuç doğurmayacağı, anlaşmalı boşanmanın da koşullarının oluşmadığı, toplanan delillerden; eşini ve çocuğunu terk edip giden ve eşini istemediğini, ortak çocuğun kendi çocuğu olmadığını söyleyen, birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı-karşılık davalı kocanın tam kusurlu olduğu-