Davalının eşine şiddet uyguladığı, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği, davacının ise birlik görevlerini yerine getirmediği, davalının daha fazla kusurlu bulunduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanma kararı verilmesi gerektiği-
Terk hukuki nedenine dayalı bir dava bulunmadığı, eşlerin uzun süre fiilen ayrı yaşamalarının başlı başına boşanma sebebi olmayacağı- Tanık beyanlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunu kabule elverişli olmayan, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu-
Tanık sözlerinin TMK'nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu-
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılmasında bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddinin gerektiği-
Daha önce açmış olduğu boşanma davasından feragat eden davacının bu nedenle, bu tarihten önceki olayları affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olduğunun kabulünün gerektiği-
Hakimin, eşler arasındaki mal rejimi sona ermedikçe (TMK.md.225), tasfiye sonucunu hasıl eder şekilde karar veremeyeceği- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği(TMK.mad.174/1)- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği(TMK.mad.174/2)-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden, boşanma isteğinin reddi gerekeceği-
Davalı-karşılık davacı kadının, davacı-karşılık davalı kocanın işi nedeniyle birlikte çalıştığı ya da müşterisi olan kadınlarla beraber olduğu iddiasıyla, onlara telefon ederek hakaret ettiği, bu nedenle taraflar arasında tartışmalar yaşandığı, son tartışmada birbirlerinin üzerine yürüdükleri, kocanın evi terk ettiği, kadının ise evin kilidini değiştirip evden ayrıldığı,taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Davacı-davalı kadının da kocasını aşağıladığı, ve darp ettiği, davalı-davacı daha fazla kusurlu ise de davacı-davalı kadının da kusurlu olduğu, kocanın davası yönünden de TMK'nun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Davacı-davalı kocanın boşanma davasında verilen boşanma kararı taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden kadının karşı davasının konusuz kalmasıyla karar verilmesine yer olmadığı kararına ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Davalı-davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir kusurlu davranışın kanıtlanamadığından manevi tazminat koşullarının oluşmadığı- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği-