Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılmasında sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddinin gerektiği-
Boşanma davalarında karşı tarafın kabulünün hukuki sonuç doğurmayacağı, anlaşmalı boşanmanın da koşullarının oluşmadığı, toplanan delillerden; eşini ve çocuğunu terk edip giden ve eşini istemediğini, ortak çocuğun kendi çocuğu olmadığını söyleyen, birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı-karşılık davalı kocanın tam kusurlu olduğu-
Davanın şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma istemine ilişkin olduğu, toplanan delillerden başka bir kadınla yaşayan davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu, davalı kadının açtığı boşanma davasından sonra mahkemenin de kabulünde olduğu üzere tarafların bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirdikleri, bu davadan sonra kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir maddi bir hadisenin varlığının da kanıtlanmadığı-
Eşine şiddet uygulayan, hakaret eden '' çocuğu aldıralım, senden olacak çocuğu istemiyorum" şeklinde sözler sarfeden ve eşinin yakınlarına "kızınızı alın götürün" diyerek birlikte yaşamaktan kaçınan kocanın, eşine şiddet uygulayıp, hakaret eden davalı-karşılık davacı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği(TMK.mad.174/1)-  Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği(TMK.mad.174/2)-
Fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı- Tanık beyanlarının TMK.mad.166/1'de yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elveişli olmayan, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu- TMK 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-karşılık davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
TMK 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği,davalı kadının ise davacı eşine hakaret ettiği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalının evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğunun kabulü gerekeceği-
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması sonucunun tamamen davalı-davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davacı-davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddinin gerektiği- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği(TMK.mad.174/1)- Davadan sonra doğan müşterek çocuğa doğum tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği (TMK.mad.174/1)- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği (TMK.mad.174/2)- Baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin on günde bir kurulmasının infazda tereddüt yaratacağı, ayın belli haftalarında kurulması gerektiği-