Davalı-karşı davacı kocanın, müşterek evi terk edip, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle, tepki niteliğinde olduğu kabul edilen davranışlarda bulunan, davacı-karşı davalı kadına, boşanmaya sebep olan olaylarda, herhangi bir kusur yüklenemeyeceği-
Kocanın evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Tanıklarının sözlerinin bir kısmının TMK'nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu-
Davacı-karşı davalı kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı,bağımsız konut temin etmediği, davalı-karşı davacı kadının eşine aşağılayıcı sözler söylediği, kocanın daha ağır kusurlu olduğu, hal böyle iken kadının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de TMK'nun 166/2. madde koşulları gerçekleştiğinden, kocanın boşanma davasının da kabulü sonucu itibarıyla doğru bulunmakla, kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesinin değiştirileceği- Kocanın daha fazla kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, kadının maddi ve manevi tazminat (TMK.md.174/1-2) ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığı-
Davacı-davalı koca tarafından açılan ilk davanın, eşine fiziksel şiddet uygulayan kocanın tam kusurlu olması sebebiyle reddedilip kesinleştiği, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere tarafların ret kararından sonra bir araya gelmedikleri, davacı- karşı davalı kocanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanan boşanma davasına karşılık davalı-karşı davacı kadın da ilk davanın reddine gerekçe olan olaylara dayanarak evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma talebinde bulunduğu; buna göre kocanın sabit olan kusurlu davranışları nedeniyle kadının birleşen boşanma davasının da kabulü gerekeceği-
Davalı-davacı kocanın eşine şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, sadakatsiz davranışlar sergilediği, eşini istemediğini söylediği; davacı-davalı kadının da güven sarsıcı davranışlar sergileyip eşini eve almadığı, kadının azda olsa kusurunun bulunduğu, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, koca lehine TMK.mad.166/2 koşulları oluştuğundan kocanın davasının kabulü gerektiği-
Davalının davacıya parası için evlendiğini söylediği ve onunla birlikte yaşamaktan kaçındığı, bu halde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Kocanın eşine sürekli şiddet uyguladığı, bu nedenle ceza mahkemesinde yargılanıp mahkum olduğu ve "seni istemiyorum, git boşanma davası aç" şeklinde sözler söylediği , bu halde evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, ayrıca kocanın eşine karşı pek kötü davranışta bulunduğu (TMK.md.162, 166/1-2), tarafların ortak hayatı yeniden kurmaları olasılığını gösterir şekilde herhangi bir delil de bulunmadığından (TMK.md.170/3) boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Eldeki dava ilk davanın reddedilmesine dair kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmeden açıldığı, taraflar arasında yeni bir hadisenin varlığı kanıtlanmadığı,bu halde TMK.mad.166/1-2 ve 166/son koşulları oluşmadığından boşanma davasının reddinin gerektiği-
Davacı-davalının eşi ve çocuğuyla ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, güven sarsıcı davranışlar sergilediği; davalı-davacı kadının da eşine karşı ağır hakaretlerde bulunduğu, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu-