Tarafların sadakat yükümlülüğünü ihlal ettikleri ve davacı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kocanın eşine fiziksel şiddet uygulamasına karşılık, davacı kadının da birlik görevlerini yerine getirmediği, eşini istemediğini söylediği, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilmesi gerekeceği-
Davacı-karşı davalı kocanın eşine hakaret ettiği, şiddet uyguladığı, eşini evden kovduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde başka kadınlarla ilişkiye girdiği; buna karşılıklı davalı-karşı davacı kadının da eşine hakaret ve tehdit ettiği, iki tarafın açıklanan kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı; ancak davacı-karşı davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğu-
Taraflar arasında açılan ve retle sonuçlanan boşanma davası 07.03.2008’de kesinleşmiş olup taraflar bu tarihten itibaren bir araya gelmemiş ve üç yıllık yasal süre kocanın dava tarihi itibarıyla dolmuş olduğundan, kocanın da davasının kabulü gerekirken, reddi doğru olmayacağı-
Davalı-karşı davacı kocanın eşine hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği ve eşinin hastalığıyla ilgilenmediği, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilmesi gerekeceği-
Davalının davacıya şiddet uyguladığı , bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilmesi gerekeceği-
Davalının güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, davacı kocanın ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı, baba evine götürüp bıraktığı, arayıp sormadığı anlaşıldığından, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülemeyeceği-
Davacı kocanın eşine şiddet uygulayıp, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı kadının da eşine hakaret ettiği anlaşıldığından, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülemeyeceği-
Boşanma sebeplerinden birine dayalı olarak açılmış bir davanın ıslahla bir başka boşanma davasına dönüştürülmesinin yasal ve mümkün olduğu, ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek kendisine cevap verme ve itirazlarını bildirme imkanının tanınması gerektiği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince hakimin gerekli olan tüm önlemleri almak zorunda olduğu-
Davalı kocanın eşine hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu-