Kocanın altı-yedi yıldır bir başka kadınla birlikte yaşadığı ve eşine fiziki şiddet uygulayıp hakaret ettiği, kadının da kocasına herkesin içinde ağır sözlerle küfür ve hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, kadının kocasına sarf ettiği sözlerin yıkıcı etkisi "senin her şeyini elinden alacağım" şeklindeki ifadeleri karşısında, kadının davaya itirazı, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında kadın bakımından artık korunmaya değer bir yararın kalmadığından boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Kocanın eşi ve eşinin ablasına fiziksel şiddet uyguladığı, davalı kadının ise eşini telefon mesajı göndermek suretiyle tehdit ettiği anlaşılmış olup, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu ve bu durumun gerçekleşmesinde, her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte; eşine göre kocanın daha fazla kusurlu olduğu; her iki tarafın da boşanma isteğiyle dava açmış olması ve gerçekleşen olayların yıkıcı etkisi karşısında; kocanın davası bakımından, TMK'nun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları oluştuğundan; davanın kabul edilmesi gerektiği- 
Yargıtay bozma ilamı ile kocanın davasındaki boşanma hükmü ortadan kalktığından, bu durumda bozma ilamı dikkate alınarak her iki tarafın kusur durumu da değerlendirilerek boşanma ve boşanma istemlerinin fer'i niteliğindeki nafaka ve tazminat talepleri ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddedilmesi gerektiği-
Dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğundan, boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği- TMK. mad. 185/3 ve 186/3 uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmının TMK'nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğundan boşanma davasının reddedilmesi gerektiği-
 Fiziki şiddet ve hakaret, buna maruz kalan eş bakımından "onur kırıcı" nitelikte olup TMK.mad.162'de eylemlerde özel bir yoğunluk aranmadığı- Temyiz dilekçesi ekindeki davalı-davacının sunduğu fotoğraflarla ilgili tarafların delilleri sorulup toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre kurulmak üzere davalı-davacının boşanma davasıyla ilgili hükmün bozulması gerektiği-
Eşine sık sık hakaret eden ve aşağılayan davacı-davalı kadın yanında, satın aldığı evin intifa hakkını eşinden habersiz olarak annesine veren eşinin ekonomik güvenini sarsıcı davranışlar içine giren ve annesinin evlilik birliğine müdahalesine tepkisiz kalan davalı-karşı davacı kocanın da kusurlu olduğu, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesinin kaçınılmaz olduğu; ancak, evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı anlaşılan eldeki davanın tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden davacı isteğinin reddi gerekeceği-
Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan ve kişilik hakları saldırıya kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği(TMK.174/1)- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği (TMK.174/2) -