Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının eşine ve eşinin akrabalarına hakaret ettiği, davacı-davalı kocanın da müşterek evi terk etmek suretiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşıldığından bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu ve boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 166/1–2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği, açılan boşanma davasının reddi gerekeceği-
Davalı-davacı kocanın evin kilidini kadının boşanma dava tarihinden sonra değiştirdiği, bu hususun kusur tespitinde dikkate alınamayacağı-
Davalı ile davacı kocanın … yılından beri ayrı yaşamaları ve davalının davacı kocaya hakaret etmesi halinde birliğin devamının mümkün olmayacağı-
Davalının eşine hakaret etmesi, sürekli borçlandırıp eşi istememesine rağmen eşini taşınmazlarına ipotek tesis etmeye zorlaması halinde eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın mümkün olamayacağı, boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
İhtar isteği, davalının kusurlarının affedildiğini veya en azından hoşgörüyle karşılandığını göstereceğinden affedilen ve hoşgörüyle karşılanan olaylardan dolayı artık davalıya kusur atfedilemeyeceği, boşanma yönündeki hükmün bozulması gerekeceği-
Davalı kocanın ceza mahkemesince mahkumiyetine de karar verildiği davacı kadının elektronik posta adresine girip açacağı boşanma davasına delil oluşturmak amacıyla, kadına 2007 yılında gönderilen iletileri, kadının adres defterindeki kişilere, davacı kadın tarafından gönderilmiş gibi yollamak şeklindeki eylemi sebebiyle eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın mümkün görülemeyeceği, boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, boşanmaya karar verilmesi gerekeceği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın  yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekTİĞİ-
Davalının (kadın) boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğu, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, eşit kusurlu olan davalının(kadın) boşanma davasına ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmeyeceği-
Tarafların fiili ayrılık döneminde davalının müşterek çocuğu davacı kocaya göstermemesi ve hakaret etmesi halinde eşleri beraber yaşamaya zorlamanın mümkün olamayacağı, boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-