Davalının birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmakta olup davacı dava açmakta haklı olduğundan, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kocanın eşine birçok kez fiziksel şiddet uyguladığı, davacı kadının da eşine hakaret ettiği ve güven sarsıcı davranışlarda bulunması nedeniyle birliğin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmakta olup boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiş olduğundan, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerekeceği-
Davalı-davacı kadının birlik görevlerini ihmal ettiği ve kocasına aşağılama içeren sözler söylediği, buna karşılık davacı-davalı kocanın da birlik görevlerini ihmal ettiği, eşini ortak çocuğunu göstermemekle tehdit ettiği anlaşılmakta olup tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilerek davalı-davacı kadının karşı boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları oluştuğundan karşı boşanma davası da kabul edilmek suretiyle boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların anlaşmalı boşanmaya esas duruşmadaki beyanlarında birlikte imzalayıp sundukları protokoldeki malvarlığı paylaşım maddesini değiştirerek (2) parça taşınmazın davacı tarafından davalıya devir ve temlik edilmesi konusunda anlaştıklarından, mahkemece verilen kararda bu hususa yer verilmesi gerekeceği-
Davalı kocanın eşini ve çocuğunu istemediği ve bir başka kadınla birlikte yaşadığı anlaşılmakta olup olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklı olduğundan, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilmesi gerekeceği-
Davacı-davalı kocanın, sadakatsiz davrandığı, eşini tehdit ettiği; buna karşılık davalı-davacı kadının da, eşinin kardeşinin kredi kartını, kendisine verilme sebebine aykırı olarak kullandığı ve bu kartla çok miktarda altın aldığı, kendisine sorulduğunda “iki kardeşi kanlı bıçaklı yapmak için yaptım” dediği anlaşılmakta olduğundan, kocanın davasının da kabulü gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği-
Davalı-karşı davacı kocanın, eşine sürekli şiddet uyguladığı buna karşılık, davacı-karşı davalı kadının da, eşine hakaret ettiği anlaşılmakta olup bu şartlar atında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı- davalı kocanın davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-